Kant herşeyiyle düşünmenin görmeden kaynaklandığını biliyordu. İngilizce 'de " I see" haklı olarak hem "Görüyorum" hem de "Anlıyorum" anlamlarına gelir.
Arşimet vaktini küvette derin düşüncelere dalarak değil de Twitter'da vaktini geçirmiş olsaydı, şehirde "Eureka" diye bağırarak koşmasına yol açan herhangi bir keşifte bulunabilir miydi acaba?
Bugün artık şunu biliyoruz ki, yaratıcılık için özel beyin fonksiyonları diye bir şey yoktur. Yaratıcılık temel algı mekanizmalarından yararlanır. Ne zaman görsek, duysak, koklasak, tatsak ve hissetsek düşünür ve yaratırız.