Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dup Dup Çedene

Atilla Atalay

Dup Dup Çedene Sözleri ve Alıntıları

Dup Dup Çedene sözleri ve alıntılarını, Dup Dup Çedene kitap alıntılarını, Dup Dup Çedene en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kızım ne beş yılı ne hapsi yaa. Ben gasteci felan miyım çat diye hapse tıksınlar. Diyelim ki ööle bişey oldu, adam vurdum, cinayet işledim diye bi kolaylık gösterirler elbet...
“Döndüğümde kainatın en güzel çayı hep ocakta olurdu. Zambak kokulu yastıklara beraberce başkoyar,uyurduk sonra. Birgün evdeki ışığın yanmıyacağı hiç aklıma gelmezdi... Bilsem,son bir kez sarılmaz mıydım.”
Sayfa 175 - İletişimKitabı okudu
Reklam
“Söyledin ya” dedi. “Bazen bütün kibritler ıslak oluyo. Diyelim ki kendini yakacaksın, onu bile beceremiyosun”.
Sayfa 149 - İletişimKitabı okudu
- Di mi hocam? Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar. Yani geçmişte olmuştur bizim de bazi bir takım gönül ağrılarımız. Olayın ille de şubat ayının ondördüncü günü cereyan etmesi gerekmiyo. Belki yaz sonuydu... Di mi ama... Biz buna kısaca “Sevgililer Dünü” adı veriyoruz...
İrili ufaklı insan piç oldu Onlar doğdu geçinmesi güç oldu Altı arap atlı şahbaz nıc’oldu Mamur sandım yalan dünya çürümüş Okuttuğun tutmaz oldu âlimler Kalktı da kitaptan arttı zulümler Terlemeden mal kazanan zâlimler Can verirken soluması zor imiş Bunlar Dadaloğlu’nun yüzyıllar önceki bir gökyüzüne söyledikleri. İrili ufaklı, pireli develi bir sürü yaratık; hep terlemeden mal kazanma hevesinde. Onlar azdığında, melek kökenli şeytanı bile yaya bırakırken, delirmeden solumak hep zor. Ne kadar delirmezsek o kadar iyi ama. En pahalı post bizimkisi olsun. Radyo anonslarındaki gibi; Keskinli Mahalli Sanatçı Muharrem Çelik’ten alınma bir halay havasıyla programına devam edip gidiyor zaten hayat... Bizim için bittiğinde; yani ölüm, “Piri piri panbuk” deyip de sandalında götürmek için bizi seçtiğinde, kulağımızda ço- cukkenki bir türkü, adımız iyiler hanesinde...
“ Sen yokken naapıcam ki ben denizi” dedim.” Madem sen gidiyorsun, birisi denizi de alıp götürsün buralardan”
Sayfa 157 - İletişimKitabı okudu
Reklam
- Siz bizimkinden diil misiniz? - Nası sizinkinden? - Yani siz “Derin devlet” in müfettişi misiniz, yoksa normal mi? Hayır, bizimkisi derin de... - Ne kadar derin, bi boy ver bakiim Kamuran. Derini, süperi normali kurşunsuzu felan olur mu lan devletin. Benim bildiğim bi tane devlet var ve ben de onun müfettişiyim ve siciline sı-ça-ca-ğım. - Yani biri felan göndermedi... Yani normal, ööle bi müfettişsin haa? - Evet normalim ama anormalleşmeye başladım Kamuran, az soona sana gerilip gerilip bi kafa koyucam, iyice derinlere dalıcan. - Ciddi normalsin yani haa? Sallamazlar Çetesi, Kucak Aşireti filan... Bunları tanımıyon, hiç birinin adamı felan diilsin, özetle Türkiye seninle gurur duymuyo yani.
Bak, diyorum sana, umutsuzluğa kapılmamak lazım, iyi şeyler de oluyo hayatta. Herşey ille de bi grup manyağın elinde diil... Yaptıkları işlere harbiden yüreklerini koymuş güzel insanlar da var...
Sayfa 136 - İletişimKitabı okudu
Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar...
Sayfa 160 - iletişimKitabı okudu
Yoksa, Kudretlikene soyadı Türk siyasi tarihine uzun vantuzlarla yapışmış şerefli bir isimdir. Tanımayan, demokrasi ülküsüne ihanet içerisindeki şerefsiz hainler, gaflete düşmüş tıynetsiz kimselerdir... Bak mesela, milletvekili olmasam .bööle laflar edebilir miyim.
Reklam
Zamanın hangi mavisi islenip griye dönmedi ki. Kimin çocuk sesi, zaman geçirmez bir ortamda, acı değmeden, olduğu gibi kalabildi. O türküler de benim çocuk sesimle gitti tabi.
Sayfa 192 - İletişimKitabı okudu
Gözlerimi ve aklımı milyon karış havadan indirdiğimde O yanımda değildi.Epi topu beş saniye sürmüştü oysa. Hareket halindeki belediye otobüsünün camında belli belirsiz seçebildiğim yüzüne baktım.Gözleri yerde, hiç kaldırmadan, öylece kayıttan çıkıp gitti.
Sayfa 146 - İletişimKitabı okudu
Zamanın hangi mavisi islenip griye dönmedi ki. Kimin çocuk sesi, zaman geçirmez bir ortamda, acı değmeden, olduğu gibi kalabildi. O türküler de benim çocuk sesimle gitti tabi. Peki, iyi olan herşey gitti mi hakkaten. Öyküler çalındı, şiirler şuursuzlara ganimet, cümle türküler Preztiş Ailesiyle Idobay arasında pay mı edildi? Kim çaldı tiyatro kökenli cücenin aklını? İyi olan herşey hep eskiden miydi? Develer tellal, pireler berber iken yani... Şimdi, develer türkü kasedi, pireler sitendap yapsa, timsahlar milletvekili olsa noolur? İnsanlık, var olalı beri hep aynı alaydan yetişme. Herzaman kötü, bir o kadar da iyi yeryüzü.
- Marş sööliyerek büyük bir ev temizliği yapmamızın belli bi nedeni var mı anne? Yoksa Orgenaral Safiye Saka 98 Planlı Sonbahar temizliklerinden birini mi gerçekleştiriyosun? Sahi, misafir filan mı gelicek, nedir bu bööle dip köşe olayı? - Baban sana tebliğ etmedi mi Sıdıka. Kendisinin asker arkadaşı Fevzi Çavuş ve karısı yemeğe geliyo. Anlıycaan yine toplu şekilde babangilin askerlik anılarını dinliycez. - Yaa şu babamgilin askerlik anılarını Muazzez Ersoy Nostalji 18 diye bi kasede okusa da çeşitli aralıklarla takıp onu dinlesek. Yıllardır aynı şeyleri anlatıp dururlar, bari bi kasette topluca dursun şunlar.
(...)Durduk yere leylek getirdi seni bana. Az hüzün de getirmiş mi peki. Hayır. Güzeldi. Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar...