Düş Kırgınları
Mehmet EroğluDüş Kırgınları Gönderileri
Düş Kırgınları kitaplarını, Düş Kırgınları sözleri ve alıntılarını, Düş Kırgınları yazarlarını, Düş Kırgınları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Günümüzde çevreye bakınca ne görüyoruz? Tanrı'nın kendisinin yarattığı dünyada bozguna uğrayışının, açık yenilgisinin izlerini. Kullarının yarısı açlıktan ölüyor; tok kulları, yarattığı hayvan türlerinin üçte birini yok etti; en soylu eseri insanlar birbirlerini boğazlıyor; insanlarının en güçlüleri, Amerikalılar, bir Afganistan'da, bir Irak'ta, bir kerede en çok çocuk öldürme rekorunu art arda yeniliyorlar... "
Sayfa 79 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Sence Goethe yazgısına hükmedebilmek için mi Şeytan'la anlaşma yaptı?"
"Tam isabet. Kanıt da var: Faust. Goethe, yazgımız için Şeytan'ın önemli olduğunu anlamıştı. Tanrı'yı ancak yaratıcılığını ve varlığını onaylatma kaygısı taşıyanlar ciddiye alır: sanatçılarla feylesoflar."
Sayfa 79 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan dediğimiz yazgısına hükmedemeyen ruhsal bir süreçtir. jung ve ben böyle diyoruz." Pek de haksız sayılmazlardı. jung, içer miydi? Titreme yakınlaşıyordu... "İnsanlar bu yüzden Tanrı'dan umudu kesip Şeytan'a dönüyorlar...
Sayfa 79 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Her şey yolunda mı?" dedi.
"Her şey?"
"Doğdum, bir şeyler yaptım, sonra da öldüm... Her şey dediğimiz işte bu kadarcık bir şey..."
"Bir türlü ölemiyorum," dedim. "Sorunum o 'bir şey'i noktalayamamam."
Sayfa 78 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tanrı'nın çağrılarıma kulak vereceği düşüncesi yoksullara özgü budalaca bir umut; safça bir yanılgı: Tanrılar kurban ister. Çaresizim, elimde kendimden başka sunacağım bir şey yok. Değersiz bir adak. . .
Sayfa 76 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ama sabrı sonsuz, kendini mahkum ettiği yalnızlıktan hoşnut bir Tanrı'dan beni anlamasını beklemem budalalık. Bunun farkındayım. Anlaşılmayı bekleyen Tanrı'dır, kulları değil; biz insanları daha da küçülten bu kutsal gerçeği de kabullenmeliyim...
Sayfa 76 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ne iddialı bir tanım ama!
Kimse bana gerçeklerden söz etmeye kalkışmasın! Çünkü boşuna bir çaba olur bu. Hayatın ya da hayallerin, gerçeklerin her türlüsünden uzak dururum: Gerçekler, Tanrı ve bilim içindir. Bana gereken yalanlar. İçinde gelecek umudu, mutluluk hayali sakladığımız yalanlar... lşte, size aşkın gerçek nedeni: Yalan ihtiyacı; canlı olduğumuza inanma saplantısı. Ben bu nedenle aşık oldum.
Sayfa 74 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sarhoşluğu tatmamış ayıklar, sakın aşık olmayın! Olduğunuzda, Tann'nın verdiği en ağır ceza bekliyor olacak sizi: agonia perpertua. * Ben kendi hesabıma can çekişmekten bıktım: Utancımdan sıyrılmak için bir an önce ölmeyi düşlüyorum. Ama Tanrı, bedenimden kurtulma isteğimi krallığına yönelmiş bir isyan gibi algılıyor. Bedenimiz, ruhumuzun içine diri diri gömüldüğü etten bir tabut değil midir? Varlığını inkar değil, tabutumu fırlatıp atma isteği benimki. . .
(*) Sonsuza kadar can çekişme.
Sayfa 74 - İletişim Yayınları-1.BasımKitabı okudu
Ey daha aşık olmamış talihliler, aşk sadece başlangıcında ölüme karşı meydan okur. Sonrası! Sonrası tutkulu bir direniş değil, uyumcu bir teslimiyettir. Bunu biliyordum...
Sayfa 74 - İletişim Yayınları-1.BasımKitabı okudu
Belki bu suç değildir: Belki sevmek beynimizin kazara ürettiği bir avuntu; yüreğimizi kavuran ani bir kıvılcımın doğurduğu bir yangın; belki de -benliğine kavuşmak yerine- benliğimizi karşımızdakine yayarak onu ele geçirme isteğinden ibaret. Tanımlar, tanımlar, tanımlar... Bütün tanımlar midemi bulandırıyor. ltiraf ediyorum: Benim nedenim basitti: Amacımın ardında soylu bir ürperti değil, bencilce bir umut saklıydı: Kendimden kaçıp kurtulma umudu! Onu bu yüzden sevmeye yeltendim; bu yüzden beni sevmesine izin verdim. Ne budalaymışım! Acıma doğru dümdüz yürüyeceğime, yolun yansında geri dönmeye kalkıştım. Oysa kaderin yolu hep tek yönlüdür.
Sayfa 73 - İletişim Yayınları-1.BasımKitabı okudu