2017 Temmuz - Ağustos

Düşünbil - Sayı 60

Düşünbil Dergisi

Öne Çıkan Düşünbil - Sayı 60 Gönderileri

Öne Çıkan Düşünbil - Sayı 60 kitaplarını, öne çıkan Düşünbil - Sayı 60 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Düşünbil - Sayı 60 yazarlarını, öne çıkan Düşünbil - Sayı 60 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Spinoza neden hâlâ önemli?
Spinoza'nın felsefesi, İbrahimî dinleri gönderen Tanrı'nın inkârına dayanır. Onun Tanrı'sı yüce ve ilahî bir Tanrı'nın psikolojik ve ahlaki özelliklerinden yoksundur. Spinoza'nın felsefi başyapıtı Etika'daki Tanrı (Deus) insana benzemez. İnançları, umutları, tutku ve duyguları yoktur. Spinoza'nın Tanrı'sı, iyi ve bilge olmadığı gibi, yalnızca emirlerine uyanları ödüllendiren; kötü yola sapanları cezalandıran bir kanun koyucu da değildir. Spinoza için Tanrı doğadır; var olan her şey doğadır ("Deus sive Natura" [Tanrı ya da Doğa] demiştir). Doğa'nın üzerinde hiçbir şey yoktur ve Doğa'nın düzeninde bir sapma söz konusu değildir. Mucizeler ve doğaüstü olaylar imkansızdır.
Sayfa 25 - Steven NadlerKitabı okudu
Baruch Spinoza'nın felsefesinde insanın yeri ve önemi
"İnsanın bedeni nasıl tabiatın bir parçası ise, insanın zihni de tabiatın bir parçasıdır," diyen Spinoza'ya göre, doğada belirlenmiş bir varlığa sahip olan tüm tekil varlıkların, varlığını devam ettirmeye ve var olma direnci göstermeye hem güçleri hem de hakları vardır. Bu yüzden Spinoza'nın felsefesinde insan da dahil hiçbir varlık arasında hiyerarşik bir farklılıktan bahsetmek mümkün değildir.
Reklam
Alain Badiou
"Felsefe hasta, ölüyor da olabilir, ama dünyanın (bir Tanrı'nın ya da peygamberin değil, dünyanın) felsefeye 'Ayağa kalk ve yürü!' dediğinden eminim."
Sayfa 52 - Deniz Sayınhan, Genç Karl Marx ve Felsefenin KudretiKitabı okudu
İşçilerin çalışması yalnızca sermayedarların daha fazla zenginleşmesine sebep oldukça, herkesin kardeş olduğuna inanılması da ancak proleterlerin isyan etmesini engelledikçe; ne gerçek erdemlerden ne de gerçek sevgiden bahsetmek mümkün olmayacaktı. Burjuvazi; devrime dinsizlik bayrağı altında yürümüş, toplumsal düzlemde kendini üst sınıf olarak yerleştirdikten sonra proletaryaya dinî erdemler yoluyla hükmetmişti. Her tür toplumsal ilişki böyle bir ezen-ezilen ayrımından doğunca, kutsal olan her şey adaletsiz ve şeytanî olarak karşımıza çıkmaktaydı.
Sayfa 52 - Deniz Sayınhan, Genç Karl Marx ve Felsefenin KudretiKitabı okudu
İnsanların kutuplaştığı ve anlaşmazlıkların giderek arttığı bir toplumda, tartışmak bile küfür sayılır. Herkesin aynı görüşte olamayacağını idrak edemeyenler, kendi görüşlerini mutlak hakikatmişçesine dayatmaya çalışır. İnsan için düşünmenin önemi henüz keşfedilmemişse, düşündüğünü söylemek, yasalara aykırı bir davranış olacaktır. Üstelik düşünceden, düşünen bireylerden çekinen bir siyasî bütün, şunun farkına varmaz: "İfade özgürlüklerinin ellerinden alınması için ne denli uğraşılırsa, onlar o denli inatla direneceklerdir."
"Her insan, en ufak bir sınırlama olmadan düşünebilir ve yargıda bulunabilir; dolayısıyla da konuşabilir. Yeter ki yalnızca konuşmak ve öğretmekle yetinsin; kişisel kararının otoritesine dayanıp devlet içinde herhangi bir değişikliğe niyetlenmeden ya da hile, öfke ve kinle değil, yalnızca akıl yoluyla görüşlerini savunsun."
Reklam
75 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.