Ağustos 2019

Düşünbil - Sayı 82

Düşünbil Dergisi
Stefan Zweig
«Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi ... Duracak, görecek, hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla ... »
Reklam
Stefan Zweig
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
S. Freud
İnsanlık olarak epey bir ilerleme kaydettik. Orta Çağ 'da yaşasaydık beni yakarlardı. Şimdi kitaplarımla yetiniyorlar.
Kulaklarımızı ne kadar tıkarsak tıkayalım, onlarca yıl öncesinden gelen bu ses, bize ne kadar kötü olabileceğimizi hatırlatmaktadır: Heil Hitler...Heil Hitler...
Sorun, Platon'un dediği gibi bilgsizlik değil, düşünmemektir.
Sayfa 7
Reklam
Bu adam yüzünden mi çok çalışıyoruz yani
Hitler, ilerleme adı altında Avrupa'nın önemli kısmını işgal etmiş, özgürlük adı altında çok çalışmanın ilke olduğu mekanlar inşa ettirmiştir.
Toplumsal hayat artık Nietzsche'nin gözünde rantla yaşayan, üstün yetenekli, yaratıcı bir seçkinler gru­buyla, bunlara hizmet etmekle yükümlü kölelerden ibaretti.
Faşizm her şeyden önce özgürlük kaybıdır. İnsanın özgür birey olarak var olma gücünün, özerkliğinin elinden alınması, kişisel benliğinin çalınması ve yeni benlik giydirme halidir.
Okullarda öğrencilere partiye itaat edilmesinin gereği ve önemi anlatıldı. Özetle, Hitler gençlerinin ve Alman kızlar birli­ğinin okul sonrası mitinglerinde, öğrenciler Nazi partisine sadık olmak üzere eğitildiler. Bu durum Üçüncü Reich'in ideolojisini ve askeri gücünü ateşledi.
Reklam
Hitlerci ve Stalinist yaklaşımlar birbirine paralel doğrultular üzerinde yeni insan konsepti üzerine kafa yordular. Hitlerci anlayış ırk, Stalinist doktrin ise sınıf üzerinden acz içinde kıvranan eski insanı muktedir kılma gayreti içine girdi.
Her toplumsal kimlik, kendisine öteki-düşman gördüğü topluluğa göre kendisini inşa eder ve ona göre kendisini anlamlandırılır.
"Hitler sıradan bir politikacı olarak değil daha çok ilahi gücün dokunduğu bir tanrı elçisi olarak gö­rüldü."
En sonunda ölüm fabrikaları geldi: genç, yaşlı, zayıf güçlü, sağlıklı hasta... hep birlikte öldü­ler; insan olarak değil, kadın erkek olarak değil, ço­cuk yetişkin, oğlan kız, iyi kötü, güzel çirkin olarak değil.
"İnsan ancak anlamadığı bir fikir uğruna ölebilir."
Sayfa 25 - Düşünbil YayıncılıkKitabı okudu
Resim