Sanki bir basketbol takımı mola almış da, takımın koçu oyuncuları gazlıyor gibi hissettim. İçim sıkıldı, daraldım, isyan etmek istedim.
En tehlikeli yanlış, doğruya en yakın yanlıştır demişler. Kişisel gelişim kitapları, psikolojiye yakın gibi görünen ama insan psikolojisi ile hiçbir ilgisi bulunmayan kitaplardır. Su kitabı okumaya harcadığım zamanı, Şeyma Subaşı okumaya ya da Tuğçe Kazaz izlemeye harcasaydım, eminim daha iyi bir adım atmış olurdum.
Bu kitaptan psikolojik beklenti içerisinde olmak, Adnan Oktar'dan din öğrenmek gibi, Kadir Misiroglundan tarih ogrenmek gibi bir şey.
Isin şakası bir yana, kitabın hakkını yemeyelim, bahsettiğim kadar kötü mü?
Tabiki değil, bahsedemediğim kadar kötü.