Düşünce ve Dil

L. S. Vygotsky

En Yeni Düşünce ve Dil Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Düşünce ve Dil sözleri ve alıntılarını, en yeni Düşünce ve Dil kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başka bir dil neden öğrenilir
Yabancı dil ve ana dil aslında anlık ve bilimsel konsepte verilebilecek çok uygun bir örnektir. Ana dilimizi kurallarını bilmeden kavrarız. Onu edinmek için kurallara ihtiyacımız yoktur. Kuralsız bir şekilde de kendimizi ana dilimizde sözel olarak ifade edebiliriz. Bir yabancı dili konuşmak ise entelektüel bir çabadır. Bilimsel konseptle yaklaşılır, dilin kuralları iyice öğrenilir ve böylelikle ilgili dilde kişi kendisini ifade edebilir. Yabancı bir dili öğrenmek bu nedenden ötürü kişinin zihninde büyük bir gelişim yaratır. Bilimsel düşünmeye alışırlar ve bu da diğer bilim dallarında daha yetkin olabilmeyi mümkün kılar.
Oluşturduğumuz kavramlar ve değer yargılarımızla bir bütün teşkil ederiz. Bu bütünü yaratan büyük oranda içinde yaşadığımız toplumdur. Toplum ve dolayısıyla kültürel yapı bizim olgulara ve ilişkilere karşı geliştirdiğimiz bakış açımıza yön verir. Bir yerde olaylara ve eylemlere asıl anlam yükleyen onlardır. Biz tanımlamalarımızı ve yargılarımızı zihnimiz ile düşünerek veririz. Yargılarımız ise içinde yaşadığımız toplumun bize getirdiği sosyokültürel ilişkiler etrafında şekillenir. Bu nedenle düşünceyi kültürden ayırmak çok zordur.
Reklam
(Çocukta) belli bir döneme kadar dil ve düşüncenin gelişimi birbirinden farklı yollar izler. — belli bir noktandan sonra düşünce sözel, konuşma rasyonel olur.
Ama Benim düşüncem sakattır...
Çocukta düşünce iki aşamada gelişir. ilki doğuştan gelen, arzu ve güdülere dayanan biyolojik faktörlerdir ve bu faktör içseldir. Doğduğumuz anda bizimledir. İkinci ve sonradan gelişen faktör dışsal olan ve mantğımız geliştikçe daha da gelişen sosyal faktörlerdir. Mantık sosyal beklenti, talep ve zorundalıkları idrak etmemizi ve biyolojimizi bununla uyumlu hale getirmemizi sağlar. Piaget Freud'a pek atıfta bulunmayı tercih etmese de aslında bilincin doğasına dair düşüncelerip psikanalizile son derece uyumludur. Hangisi daha önemlidir? Bu düalist tutumdan hangisinden yana olmalıyız? Sosyal faktörler mi yoksa içsel faktörler mi? Bu sorunun net bir yanıtı yoktur. Şunu söylemek gerekir ki bebeğin doğduğu ilk yıllarda içinde bulunduğu rüyasal gerçekli- ğin oluşturduğu biyolojik dünya onun tüm dünyasıdır, gerçek dünya diye adlandırdığımız dışsal dünya bu dünyaya zorla girer. Burada önemli olan hangisinin daha önemli olduğu değil, aralarında ne denli uzlaşabildikleridir. Sağlıklı olan iki düşünme biçiminin de birlikte, belli bir oranda uzlaşı içerisinde bulunabilmesidir. Dış dünyayı algılamanın tek yolu zihnimizdir. Bu nedenle de aslında içsel dünyamız ve dişsal dünya bir bakıma eşit ölçüde gerçektir ve önemlidir. Biri diğerine yeğlenemez. Ayrımı yapabilmek ve neyin gerçek neyin hayal ürünü olduğunu kestirebilmek sağlıklı bir zihnin önkoşuludur diyebiliriz. Herhangi bir düşünce şekline, gerçekliğe veya varoluşa diğerinden daha fazla önem vermek zihinsel açıdan sakattır.
unuttuğum kelime bir zamanlar söylemek istediğimdi ve sessiz düşünceler gölgeler ülkesine geri döner
adın doğmasına yol açmış olan imge, kavram ile arasındaki savaşı giderek yitirir. bilinçten de bellekten de silinerek sözcüğün başlangıçtaki anlamının yok olup gitmesine yol açar.
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.