Başına gelen felaketler yüzünden başkasını itham etmek cahilin yapacağı iştir. Yalnız kendini sorumlu saymak, gözü açılmak üzere olan bir adamın işidir. Ne kendini ne de başkalarını suçlamamaksa uyanık bir kimseye yakışan harekettir.
Servetinin bir kısmını kaybettin. Bunu avunmayacağın bir kayıp sayıyorsun. Fakat sadakati, temizliği, mütevazılığı bıraktığın zaman bir şey kaybettiğini zannetmiyorsun. Halbuki maddi serveti bize kaybettiren irademizin elinde olmayan yabancı bir kuvvettir. Onlara sahip olmamak veya kaybetmek utanılacak bir şey değildir. İç servetimize gelince onu ancak kendi hatamız yüzünden kaybederiz. Ona sahip olmamak ayıp ve acı bir şey olduğu gibi sahip olduktan sonra kaybetmek de çok ayıp ve çok acı bir şeydir.
İnsanları kederlendiren eşya ve olaylar değil fakat bunlar hakkında edindikleri fikirlerdir. Kederli, ümitsiz, talihsiz olduğumuz zaman, kendimizden başkasını yani fikir ve kanaatlerimizden başkasını itham etmemeliyiz.