"Esaslı bir hata vardır ki tarihi yüzeysel şekilde okuyanlar buna hala katılırlar: güya Reform dinsel özgürlüğü ve bireyin kendi başına hüküm vermek hakkını tesis etmişmiş. Oysa gerçekte Reform'un yaptığı, ortaya yeni sosyal ve siyasal şartlar çıkartmaktan ibarettir. Bu şartlar içinde nihayet din özgürlüğü de sağlanabilmiştir. Bir de Reform'un kendi içindeki tutarsızlığının sonucu olarak, bu hareketin ileri gelenleri arasında ortaya çıkan ayrılıklar, sonuç olarak bireyin kendi başına hüküm verme hakkının kabulüne yol açıp imkan vermiştir. Fakat Reform hareketinin başında bulunanların kafalarında, kendi doktrinlerinden başkalarına tahammül göstermek fikri asla yer bulmamıştır. Onlar bir otorite yerine başka bir otorite kurmuşlardır."
Tolerans kavramı toleranssızlığın zıddı değil, sahtesidir. Bunların ikisi de zorbalığın şekilleridir. Biri vicdan hürriyetini kendine sakladığını, diğeri ise onu başkalarına da ihsan ettiğini iddia etmektedir.