Duvar Geçen

Marcel Aymé
Bir ideali olan insanlar, herkes gibi yaşayamazlar, anlaşılmaz bir yanı yok bunun.
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
Reklam
Suçu yazgıya yükleyerek öldürme düşüncesine alışıyorlardı.
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
Kimi kış gecelerinde, ressam Gen Paul gitarını alıp Norvins sokağının sesli sessizliğine dalar, zavallı tutsağı bir şarkıyla avutur ve uyuşmuş parmaklarından havalanan nağmeler, ay ışığı damlaları gibi, taşın yüreğine girer.
Sel Yayıncılık Birinci Basım ~DuvargeçenKitabı okudu
Yaldızoğlan, kırmızı saçlı olduğu için utanmazdı. Bunun seçkin bir renk olduğunu bile düşünürdü, ama önlemli davranır, aklın geçici görünüşlerden daha üstün olduğunu gönülden benimserdi.
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
Acımak yok !!! :))
"Pis herif! Ben onun kırmızı sakalını ağzına sokarım! Haydut! Şimdi burda, yolun ortasında bir elime geçse ... Benden özür dilemek zorunda bırakırdım ... Canına okurdum! Kırmızı sakalının altındaki gırtlağını sıkardım!"
Reklam
Canı öldürmek istemiş:))
"Herkesin bir kusuru vardır, doğaya karşı çıkmazsın."
Dutilleul, duvarın içinde donmuş gibiydi. Şimdi de orada hâlâ, taşla tek beden olmuş durumda. Geceleri, Paris’in gürültüsünün yatıştığı saatlerde Norvins sokağından geçenler, sanki mezar ötelerinden gelen, boğuk bir ses işitir. Butte’ün yol kavşaklarında ıslık çalan yelin dert yanışıdır sanırlar, hayır, ama Yakı-Yakı Dutilleul’dür bu, şanlı mesleğinin sona ermesinden yakınmakta(...)
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
"Kadınlar her türlüsünü getirirler insanın başına," dedi Fi­nard.
Reklam
"Olan oldu," diye içini çekti. "Üstelemek boşuna. Biz iste­medik, ama oldu, üzülmekten başka bir şey gelmez elden ... "
Salignon, Üç B öğrencisi, yalnız matematikle ilgilenirdi. Şeytan ruhlunun biri sayarlardı onu.
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
"Önemli olan içimizde hiç kötülük olmadığını bilmek. Nice insanlar tanırım ki, söyledikleri gibi hiç kötülük yapmamış ol­salar bile bu kadarını söyleyemezler. Çok tanırım böylelerini, o kadar çoktur ki sayamazsın!"
"Sen de benim gibisin," dedi Gonflier. "Adam öldürecek su­rat yok sende." Finard, kara bıyığıyla buldog çenesinin arasından, tatlı bir iç­lilikle gülümsedi: "Ne sen, ne ben, başımıza geleni hak etmedik," dedi. "İkimiz de uslu çocuklardık, en iyiler de kötü kadınlara dü­şerler hep ... Hiç fark etmedin mi?"
Resim