Çok kötü
Öneri üzerine aldığım duygu bekir ve ali birde köle var. Keşke almasaydım aldım ama keşke okumasaydım dedim. Sevenler olabilir belki ama ben beğenmedim.sürekli cinsellik cinsellik baydı.çabuk ilerliyor olması ( gerçi atlaya atlaya okudum)fena değil:))
En üzücü nokta ise kitabı daha sonralarda orta ve lise gurubu öğrencilerin elinde görmüş olmam çok yazık:((
Biraz ayrıntıda boğulmuşluk olmakla beraber yorulmadan okunabilecek bir kitap mıdır? Evet..
Size entelektüel anlamda bir şey katar mı? Hayır.!
Beyaz diziden hallice.. Öylesine kafa yormadan kitap okumak için okunabilir. Yazarımız sonu tahmin edilebilir bir hikayeyi sakız gibi uzatmayaymış iyiymiş.
Çok uzundu bence. Keşke daha kısa olsaydı. Gerçekten bir Türk masalı. Zaman geçirmek için okunur.
Ali'm kitabının peşinden bu seriyi bitirmek istedim ama sanırım Duygu kitabından sonra seriye ara vericem.. Sedat ve Bekir kitaplarını ilerleyen günlerde okumayı planliyorum.. Sevgiyle..
Gereksiz uzatmalar abartmalar ve tekrarlamalar sayesinde sayfa sayısı 680 e çıkmış ama kitap üç yüz, bilemedin üç yüz elli sayfalık bunun dışındaki sayfalar yazar ve okurlar kusura bakmasın ama çöp...
Konu Türk dizileri gibi.... İlk sezon iyi başlayıp sonra sıkmaya başlayan
üzüldüğüm şey , tüm seriyi almış olmam artık üstünkörü bir okuma yapıp sonucu öğreneceğiz..
Boşuna dememişler zevkler ve renkler tartışılmaz diye buda öyle bir durum..
Yazarın okuduğum ilk kitabına göre bu kitap baya sönüktü. Sevdim ama yazar kendini tekrarlamıştı.Diyaloglar ve karakterler çok benzerdi. Jaymie 'yi Duygu' dan daha çok sevdim. Duygu şımarık geldi bana.Tekrarlar vardı yazarda mesela bu kitapta da çocuk istememe olayı vardı.Ayrıca kitap yine çok uzundu.Yazarın kurguları çok güzel ama keşke daha iyi bir kalemi olsa.
Ve "cano" kelimesinden hiç hoşlanmadım be Sedat:(
“ Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı....” Hayat, onlar için bir duadan ibaretti. Güçlü olmayı en zorlu yollarda öğrenmiş dev bir çınardı Sedat. Hayatta yorulmuş, aşktan çoktan vazgeçmişti. Yüreğine ördüğü çelik duvarlar arasına saklanmış bir adamdı o. Acılarla atılmış düğümlerin arasında filiz verebilir miydi aşk? Kitap’tan alıntı... Aşk, tutku, sadakat, kavgalar ve sonsuz aşk...
Ve 680 sayfalık külliyatın sonunu yıl bitmeden getirebildim. Konusu mafya bir adam ile zor dönemlerden geçmiş kimsesiz bir kızın birbirlerine yıllarca itiraf edemedikleri aşkı ele alıyor. Birbirlerine açılmadıkları dönemdeki çekicilik ve kitabın akıcılığı sevgili olduklarından sonraki sayfalarda açıkcası çok yılışık bir hal aldı. Çok heyecan ve sempati ile başladığım kitabın ortalarına (400-530 arası) gelince içim darlandı. Konu güzeldi, kitabın büyük bir bölümüne kadar soluk almadan okudum ama sonrası biraz bayağılaştı. Yaklaşık 100-150 sayfa kadar derinlemesine sevişme sahnelerinden bahsedip argo tabirle "böö getirdi". Yazar bu konuyu bu kadar abartmayın kitabı da 680 sayfaya kadar uzatmadan tadında bıraksaydı gerçekten aşırı bir haz ile sonlandırırdım kitabı. Ama dediğim gibi bazı sahneleri tekrarlayıp durmuş ve gözümde canlandırdığım güçlü karakterleri adeta çöpe attım.
Kitabın "Bekir, Alim ve Sedat" adında üçlemesi de bulunuyor. Okuyan birçok arkadaşım özellikle Bekir i okumam konusunda ısrar etselerde bu kitapta zaten tüm karakterlerin inine inmişken diğer kitaplarda ne anlatıyoru merak etmiyorum değil. Ama sanırım çok uzun bir süre sonra alır okurum.
Uzun lafın kısası okuduğuma pişman değilim ama dediğim gibi kitabı 400 şerde bırakıp tadında bıraksaydı çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Aksiyonun ve aşkın bol olduğu bir kitap. Mafya konulu şeylerden hoşlanıyorsanız tavsiye edebilirim.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve beğendim. her romanda mutlaka okuyucunun gözüne batan ya da coşturan bölümler oluyor. Bu hikayede Duygu'nun masumiyeti ve aşkı öyle güzel ki. Ama bir eksiklik var. Duygu'nun hikayesi olmalıydı bu roman. Yani Duygu'nun ailesi, nasıl ve niçin kaçırıldığı Sedat'ın Duygu'nun babasıyla olan ilişkileri çok daha ilgi çekici bir hikaye olarak anlatılabilirdi. Hep üstünkörü geçilmiş asıl hikaye.
Herhalde Sedat'ı anlatırken bunları öğreneceğiz sanırım.
Bazı yerlerde tekrarlara düşse de güzel, akıcı, hoş bir romandı.
Sevdim.
Keyifli okumalar.
Işıl Parlakyıldız (Işılca) wattpad içerisinde yazmış kitabı daha sonra kitaplaştırılmış. Bu kitap Bir Türk Masalı serisinin birinci kitabıdır.
Duygu için tek gerçek olan şey Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşkı. Bu üçlü arasındaki ilişki gayet güzeldi. Duygu karakterinin Ali ve Bekir karakteriyle olan iletişimi çok güzeldi. Beni sadece Sedat karakterinin kitabın bazı yerlerinde Duygu karakterine davranış şekli beni rahatsız etti.
Okuyacaklara keyifli okumalar...
Çok önceden okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Ilk önce kitap hakkındaki düşüncelerimi paylaşayım daha sonrasında kitabı biraz anlatayım.
.
Kitabı genel hatlarıyla beğendim. Çok kalın olmasına rağmen akıcıydı, dili güzel ve hafiftim. Okurken zorlanmayacağız türden bir kitaptı. Ama ben 2 sebepten ötürü pek beğenmedim. 1. sebep +18 olmasıydı. Ben pek okumaktan hoşlanmıyorum. Belki biraz araştırsam yorumlarina baksam anlayabilirdim ama kitabı aldığım zamanlar yorumları pek dikkate almıyordum hatta neredeyse hic okumuyordum. 2. sebepse kalınlığından dolayı sırt kısmına istemeden zarar verdim. Aslında bu sebep sayılmayabilir çünkü tamamen benim hatam. Ama siz benim takıldıgım bu 2 sebebe takılmıyorsanız beğeneceksiniz.
.
Iceriginden bahsedeyim. Duygu'nun başına daha 18 yaşındayken bir sürü kötü olaylar gelir. Ve en kötü aninda 3 tane deve karşısına çıkmıştım 4 ana karakterimizin 4'ü de kimsesiz. Duygu ve onun develerini okuyoruz kısacası. Birbirinin her şeyi olan bu dörtlünün dostluğu gerçekten cok özendirdi. Dostluk diyorum ama birbirlerinin her şeyi oldular. Baba, abi, aşk... belki de özenmemin sebebi cikarsizcaydi birbirlerine olan hisleri. Hem güldüler hem hüzünlendiren bir kitaptı.
Iyiyim... Iyiyiz... Biz hep iyi oluruz...
.
Biraz karışık anlattım gibi geldi ama uzun zaman önce okudum dediğim gibi. Anlatması çok zordu.
.
#indigo #ışılca #duygu #birtürkmasalı #okudumbitti #book
Bitti..
İyiyim..iyiyiz..Biz hep iyi oluruz...
Ben hep şuna inandım;
Dert ne kadar büyükse insan dışarıya bir o kadar acımasız ve burnu büyük oluyor..
Kimseye eyvallahı olmuyor...
Seviyorum ben benden büyük derdi olanları okumayı..
Seviyorum dili sade,samimi olan yazarları..
Çok sevdim ama maalesef serinin diğer kitaplarını okumak için Şubat ı Işılca ayını beklemek zorundayım..
Sizler de edinin beraber okuyalım..
Hep beraber inanalım masallara...
