Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Duyguların Psikolojisi

Nevzat Tarhan

Duyguların Psikolojisi Gönderileri

Duyguların Psikolojisi kitaplarını, Duyguların Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, Duyguların Psikolojisi yazarlarını, Duyguların Psikolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mutluluğun temel prensiplerinden birisi, paylaşarak mutlu olmaktır. Bu yaklaşım tarzı, sağ beyne aittir. Duygusal beyin başkalarını mutlu ederek mutlu olmayı sever. Kadınlar böyledir. Erkekler ise kendilerini memnun edecek şeylerle mutlu olmayı seçerler. İdeal olan ise ikisini beraber götürebilmektir. Yani insan bir taraftan kendisini mutlu ederken, öte yandan etrafındakilerin mutluluğunu sağlayacak yollar bulmalıdır. Son yıllarda “bireyselleşme’nin hız kazanmasıyla ilişkiler ve pek çok şey değişti. İnsanın kendisi acı çekerken, karşısındakinin mutluluğu için çabalaması modern bakışa pek uymuyordu, buna tepki olarak “kendini memnun et” mesajı verildi. Bu da, toplumdaki ilişkileri zayıflatmakla beraber, insanlar arasındaki sevgi, korku, güven bağını zedeledi. Neticede insan kendini depresyonun kucağında buldu. Son yıllardaki mutluluk araşurmalarına baktığımızda, modernist bakışın aksine, paylaşarak ve başkaları için fedakârlık yaparak mutlu olmanın olumlu yanları üzerine deneyler yapıldığını görürüz.
İnançlar, duygu kalıplarıdır. İnsanın düşünce biçimlerinin yerli yerine oturabilmesi için bunların duygu kalıbına dönüşmesi lazımdır. Mesela, “İyilik yapmak güzeldir” cümlesi, bir düşünceyi ifade eder. Buna duygu boyutunun eklenmesi için, insanlara iyilik yapmanın güzel olduğunun onaylanarak pekiştirilmesi gerekir. Böyle olduğunda bu fikir, kişinin sorgulamadan kabul ettiği bir ilkeye dönüşür.
Reklam
Sevgiye ümit eklendiğinde, insanı harekete geçirir ve yaşama sevincini artırır. Sevgiyle ümit beraber olduğunda motivasyon ortaya çıkar. Eğer ümitsiz bir sevgi söz konusuysa, çaresizlik duygusu doğar. Bu sebeple pozitif duygular içerisinde en önemlileri, sevgi ve ümit duygularıdır. Bu hislerin beraberliği, sevgiyi artırıcı etki yapar. Eğer insanın sevgi nesnesi karşısındaki olursa, empati ortaya çıkar. Bu da sevgiyi artırarak dostluğun doğmasına yardım eder. Sevgi ile üzüntü duygusu birleştiği zaman acıma, sahiplenme hisleri oluşur.
Sevme duygusunu köreltmek de, geliştirmek de mümkündür. Sevgide önemli olan, sevgi nesnesinin ne olduğudur. Mesela, bazı insanlar çok sevgi doludurlar, fakat sadece kendilerini ya da yanlış şeyleri severler. Oysa doğru olan, iyiyi ve güzeli sevebilmektir.
Duygudan yoksun bir iletişim kalıcı olmayacaktır. Reklamcılar, bu psikolojik gerçekliği kullanarak tanıtımını yapmak istedikleri nesneyi sevdirmeye çalışırlar. Bunu becerebildiklerinde iletişim başarısı ortaya çıkar. Bu da göstermektedir ki, sevginin davranışlarla çok yakın ilişkisi vardır. Bir davranışı benimsemek için öncelikle o davranışın sevilebilir hale gelmesi gerekir. Bir şeye onay vermek, mantığın yanı sıra sevgi ile mümkün olur. Çünkü sevgisiz iletişim tek kanatlı kuş gibidir; uçamaz. Kuşun uçabilmesi için sevgi ve bilgi kanatlarının olması lazımdır.
Başkalarının iyiliğini isteme arzusu da diyebileceğimiz merhamet, empati gerektirir. Çünkü empatik davranış bir yönüyle, karşımızdaki kişiyi mutlu etme ve kendini ıyı hıssetmesini sağlama çabasıdır. Duygudaşlık, başkalarını anlamayı sağladığı gibi, yaptığı iyilikten ötürü kişinin kendisinin de mutlu olmasına yardım eder.
Reklam
İyilik olarak gülümsemenin bile insan hayatında önemli bir yeri vardır. Yapılan bir araştırmada tebessüm eden kişilerin yüz kaslarında kan akımının yavaşladığı tespit edilmiştir. Yüzün üst kısmından, yani dudakla kulak arasının yukarısından geçen kan, beyni etkiler. Yüz kasları kasılınca, kan dolaşımı yavaşlar ve yüzün bu bölgesindeki kan soğur. Soğumayla birlikte beyin sapının sıcaklığı azaldığından beyindeki serotonin maddesinin miktarı artar. Gülümsemek, beyindeki kimyasal reaksiyonların tetiklenmesini sağladığı için insanın mutlu olmasına yardım eder
Sorumluluk duygusu, kişinin hedef piramidini belirlemesinde ve bu hedefleri gerçekleştirmesinde kilit duygulardan birisidir. Hedef piramidi, hayatımızdaki işlerin önem ve önceliklerini tayin etmemize yarar. Bu sıralamada tepe noktayı en hayati konular alır. -Buna Osmanlılar ehemle mühimi ayırmak” derler.Daha sonra kategorize edilmesi gereken diğer mevzular gelir. Mesela bir kimse, “Elbisemde asla leke olmamalı” dediği an, hayatı kendine zehir eder. Eğer bir toplantıya katılacaksa adapte olamaz, huzuru kaçar, kendi kendisini yer bitirir. Çünkü sıfır hata beklentisindedir. Önem sıralamasını doğru yapamayan bir kadının evine misafir gelecek olsa, yaptığı hazırlıktan misafir değil, müfettiş geleceğini sanırsınız. Gerekenin ötesinde çalışmaktan, hazırlanmaktan o kadar yorulur ki, misafiri güler yüzle dahi karşılayamaz. Kusurları görmeme davranışı da, hiç yanlış yapmam düşüncesi de hedef piramidinin en alı kesitidir. Eğer insanın hataları yüzde 50’nin altındaysa bunlar telafi edilebilir.
Adalet duygusu zarar gördüğünde, insanların ilişkileri de zedelenir. O halde bu duyguyu güçlendirmemiz gerekmektedir. Peki, adalet duygusunu etkileyen faktörler nelerdir? En başta, kişinin ruhsal durumu, adil davranmasına olumlu ve olumsuz anlamda tesir etmektedir. İnsandaki üç temel eğilim, adalet duygusunda önem taşır. Bunlardan ilki, kişinin hoşlandığı şeyi sorgulamadan hemen inanma eğiliminde olmasıdır. Bu sebeple, insan ilgi duyduğu nesne ya da özneye karşı tarafsız olamaz. Mesela, kendi ailesinden birisine ya da sevdiği bir yakınına karşı kolay kolay adil olamaz. Hâkimlerin yakınlarını yargılayamamalarının özünde de bu gerçek yatmaktadır. İkincisi, insanın kolaya kaçma eğilimidir. Her şeyi çabucak halletme isteği, adalet duygusuna zarar verir. Üçüncü eğilim de, çatışmasız, acı vermeyen çözümlerden yana olmaktır. Bu eğilimler, kişinin karar verme süreçlerinde belirleyicidir. Mesela eşini seven bir kadın, hatalarını görse de onun masum olduğunu düşünmekten vazgeçmez. Bu noktada realite körlüğü yaşayabilir. Aynı şey, çocuğu uyuşturucu kullanan bir ebeveyn için de geçerlidir.
Sabır eğitimi zor bir eğitimdir. Hayatta başarılı olan kişilere baktığınız zaman, onların tahammüllü insanlar olduklarını görürüsünüz. Aceleci kişiler, pek çok konuda hata yapıp hayat yarışında elenirler. İnsani ilişkilerde en önemli şey, sosyal sabırdır. Sabırsız bir insanın gerek ilişkilerinde gerekse işinde başarılı olması zordur. İkili ilişkilerde öfkeyi kontrol etmek, stresi yönetmek ve düşünerek konuşmak sabır gerektirir. Konuşma sabrına sahip kişi, her düşündüğünü, bilhassa aklına ilk geleni söylemez. Esasında hayatta karşılaştığımız olumsuzlukların pek çoğu sabırsızlıktan doğar.
949 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.