Yüzden yoksun bedenin tümünden bir kusursuzluk, sabitlik, tamamlanmışlık ve kabullenme duygusu yayılıyordu, o bedende -sona eren günler gibi, söylenceler gibi, dinlerin yerleşik ibadet kuralları gibi, artık hiç kimsenin el sürmeye cüret etmeyeceği geçmiş yüzyılların tabloları gibi-, değişikliğe, eklemeye, yadsımaya yer yoktu sanki.