Seviyordu onu, hiçbir ard düşünce taşımadan, umutsuzca ve kayıtsız şartsız minnettarlık atılımlarını andıran şu sessiz sedasız coşkular içinde, alnının bir öpücük yağmuruna tutulmasını isterdi. Bu sırada içinden kopup gelen bir soluk, genç adamı kendi dışına taşırıyordu; bir kendini adama isteğiydi, bir ani bağlanma ihtiyacıydı bu; çok şiddetli olduğu için susturamıyordu.