"Normal insanlar iyi değil," diye düşündü yine, çünkü normalliğin bilinçli olsun olmasın duyarsızlık, aptallık, korkaklık hatta canilik gibi hepsi olumsuz çeşitli suç ortaklıkları yoluyla daima ağır bir bedeli oluyordu.
Normallik,Lino’yla karsilastigi günden itibaren peşinden koştuğu boş bir serap değil, ilk günahın tehtidi altındaki hayatını gerekçelendirmek için duyduğu bu zorlu ama nafile arzuydu işte.
Bir hata olduysa diye düşündü ilk ve en önemlisi kendi anormalliğinden kaçmak istemesi ve başkalarıyla iletişim kurabilmek için normalyi aramasıydı bu hata güçlü bir içgüdüdan kaynaklanmış de ne yazıkki bu içgüdün karşılaştığı normallik içindeki her şeyin anormal bir fuzuli olduğu boş bir biçimden başka bir şey değildi ilk darbeyle birlikte bu biçim paramparça olmuştu bu son derece haklı ve insani içgüdü Marcelo’yu kurbandan katile dönüştürmüştü başka bir ifadeyle quadri’yi öldürmek değil hayatının o ilk günahına uygun olmayan araçlarla yok etmeye çalışmış olmasıydı
Marcello onca zamandır hayalini kurduğu normali böylesine doğal böylesine içten bir sekilde, sırf aşkın gücüyle yine sayesinde elde edecekti ama bu yıllardır aradığı neredeyse bürokratik olan normallik değil ,meleklere mahsus sayılabilecek farklı bir normallikti. Işıl Işıl ruhani normalliğe kavuşmadan önceki siyasi sorumluluklarinin, Giulia’yla evliliğinin bir düzen adamının mantıklı ve renksiz hayatının ağır koşumları Marcelo’nun kendisi için daha uygun bir kader beklerken bilinçsizce benimsediği ,ayaklarına dolanan, hayatın bir taklidiydi sadece artık onlardan kurtuluyor ve kendini yeniden keşfediyordu