Osmanlı döneminde Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin Hz. Peygamber'in sancaktarı olduğu o kadar yaygın bir kanaattir ki, Sultan II. Selim'in yazdığı bir şiirde geçen şu ifadeler bunu çok net bir şekilde yansıtmaktadır:
Alemdâr-ı kerîm-i şâh-ı iklim-i risâletsin,
Muînim ol benim dâim, be-hakk-ı hazret-i Bârî,
Selîm İlhâmi her dem, yüz sürer bu Ravza-i pâke,
Şefaatle kerem kıl yâ Ebâ Eyyûb el-Ensârî
Bu şiir Hattat Yesârî-zâde tarafından bir levha halinde yazılarak Hz. Ebû Eyyûb'un türbesine hediye edilmiştir ve günümüzde türbede asılıdır.
Netice olarak Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin Hz. Peygamber'in gazvelerinde sancaktarlık yapmadığını, bu sebeple de onun hakiki anlamda sancaktar olarak nitelendirilemeyeceğini, ancak yukarıda tercümesi verilen hadîs-i şerif kapsamında düşünüldüğünde, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin alemdarlığının bu dünyadan ziyade uhrevî hayatla ilgili olduğunu söylemek mümkündür.