Ecelin Tahtı Bir Şehadet Dokuz Şehit

Mehmet Gençer

Ecelin Tahtı Bir Şehadet Dokuz Şehit Sözleri ve Alıntıları

Ecelin Tahtı Bir Şehadet Dokuz Şehit sözleri ve alıntılarını, Ecelin Tahtı Bir Şehadet Dokuz Şehit kitap alıntılarını, Ecelin Tahtı Bir Şehadet Dokuz Şehit en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sadık Şırnak’a vardıktan sonra telefon konuşmalarımız oldu. Şehit olmadan üç gün önce konuşmalarımızda, “Silahımı değiştirdiler. Ateş etmesini dahi bilmiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.” demişti ve üçüncü günde şehit düştü. Ülkeyi yönetenlerin çocuklarımızı nişan tahtası olarak kullandığını, birilerinin önüne yem olarak atıldığını düşünmekteyim. Eline silah almış, bağımsızlık ve toprak isteyerek kan döken PKK taviz verilerek bitirilemez.
Sayfa 83 - Ahmet Çelik (Şehidin Babası)
29 Ocak 2015 tarihinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Kobani’de çatışan kahraman PYD’li kardeşlerimi alınlarından öpüyorum,” demişti. Bir Başbakan olarak teröristlere hem kahraman ve kardeşlerim diyor, üstelik alınlarından öpüyordu. Dayanamadım ve Kırıkkale’de konu ile ilgili olarak Ahmet Davutoğlu’nu kınayıcı bir basın toplantısı yaparak bildiri okudum. Hakaret ettiğim iddiası ile üçüncü dava açıldı ve savcılığa verdiğim ifade ile sonuçlandı.
Sayfa 147 - Mehmet Gençer
Reklam
İyiler giderler, atlarına binerler ve giderler.
Şehit düşen arkadaşlarının yanında bulunan yaralı askerin bilinç dışı sayıklaması.
Ramazan Bayramı’na on gün vardı. Sn. Erdoğan, PKK ile yapılan görüşmelerden seviniyordur diye, bayram hediyesi ve sevinçli günüdür, ellerine yaksın diye, ev adresine PTT kargosu ile bir kilo kına gönderdim. Ulusal basın ve televizyonlarda yer aldı. Üç gün sonra Sn. Erdoğan TBMM grup toplantı salonunda, “Bir şehit babası evime bayram hediyesi olarak bir kilo kına göndermiş, sağ olsun,” diye teşekkür etti. Ancak bayram sonrası neden kına gönderdin diye tarafıma hakaret davası açıldı. Bu davadan beraat ettim. Beni beraat ettiren hakimi bir hafta içerisinde Siirt’e sürdüler ve bir ay sonra FETÖ damgası vurarak hapis ettiler. Bir yıldan fazla hapis yatırdılar ve yanlışlık olmuş, bu FETÖ’cü değilmiş diyerek beraat ettirdiler ve yeniden görevine başlattılar. Ne kadar iyi değil mi?
Sayfa 146 - Mehmet Gençer
Her cuma günü şehit oğlumun mezarını ziyaret edip, mezarın üzerini temizleyip duamı yaparım. Bu nedenle alışkanlık haline gelmiştir. 23 Haziran 2019 tarihinde Cuma günü oğlumu ziyarete gittim. Mezarın üzerine bir hayvan kalça kemiği çakılmış vaziyetteydi. O arada şehitliğin bakıcısını çağırdım. Bu nedir diye sordum. O da görmediğini, bilmediğini söyledi.
Sayfa 143 - Mehmet Gençer
Ağustos 2019 tarihinde 17 dernek başkanı ve dört otobüs şehit ailesi ile birlikte Habur Açılımı’nı protesto etmek için AKP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakma eylemini organize ettim. Dernekler ve şehit aileleri adına Habur’u kınayıcı bir basın bildirisi okudum. Organize ettiğim bu eylemlerden sonra Kırıkkale Şehitliği’nde yatmakta olan rahmetli oğlum Serhat Gençer’in mezar taşını tam ortasından kırdılar. Taşı, arkasından bir demir parçası ile vurarak kırmışlardı. Darbe izi taşın arkasındaydı. Konu ulusal basına ve TBMM’ye taşındı ama failleri bulunamadı.
Sayfa 142 - Mehmet Gençer
Reklam
Oğlumun şehitliğinde vatan sağolsun dememin temelinde, dedelerimizin parçalanmış olan bu toprakları canlarıyla bedel ödeyerek vatan yapması vardır. Mustafa Kemal Atatürk der ki: “Hür ve bağımsız yaşamanın mutlak bir bedeli vardır. Bu bedel çok zaman candır.” Çanakkale’de canlarıyla, çarıklı ve çamurlu ayaklarla çamurlu yollardan Çanakkale’ye giderek, canlarıyla bedel ödeyerek, Çanakkale’nin geçilemeyeceğini ispat edenlerin torunlarıyız biz. Tabii ki vatan sağolsun diyeceğiz. Bu vatanda hür ve bağımsız yaşayalım diye elbet birimizin çocuğumuzun gemisi batacak, bir diğerinin helikopteri düşürülecek, bir diğeri hain kurşuna maruz kalacak ama bayrak direkte, vatan sevgisi yürekte artarak devam edecek.
Sayfa 76 - Salim Yarar (Şehidin babası)
1994 yılbaşı gecesi
Bizler sabahtan beri soğukta, çamurda ve aç olarak teröristlerle mücadele ederken acaba bağrından çıktığımız yüce Türk milleti ne düşünüyor ve ne yapıyordu? Analarımız, eşlerimiz, kısacası sevdiklerimiz ne haldeydi, nasıl endişe ediyorlardı?
Sayfa 122 - Emekli Deniz Piyade Albayı Yusuf Afat
Hiç kimsenin umrunda değil. 25 sene oldu, daha dün gibi. Biz acımızla baş başa yaşıyoruz. Her cuma günü oğlumu ziyarete gidip mermerine sarılıyorum. Dua ediyorum. Merak ediyorum, bu kadar şehidin hepsi neden bizim gibi fakirlerin çocukları? Neden bir tane zengin çocuğu yok? Neden ülkeyi yönetenlerin bir tane çocuğu yok? Bu kader mi?
Sayfa 107 - Şehidin annesi
Şehit Astsb. Serhat Gençer'in Mektubu
Şehit Serhat Gençer, 8 Ocak 1994 tarihinde sabah mevziye çıkmadan önce arkadaşı muhabere astsubayı Ömer Şahin'e yazmış olduğu bir mektubu uzatır. "Bunu aileme gönder, ben bugün o mevziden dönemeyeceğim, şehit olacağım," der. Ömer Astsubay mektubu almaz ve, "Her mevziye giden şehit mi oluyor? Hadi git deli deli konuşma,"
Reklam
ŞEHİT MUSTAFA SEZER'İN BABASININ YAZDIĞI MEKTUP
Şehit Mustafa Sezer'in babası Muzaffer Sezer 2014 yılında vefat etti. Vefat etmeden önce bu kitapta yayımlanmak üzere aşağıdaki mektubu göndermişti. Şehidimize ve babasına Allah'tan rahmet diliyorum. Değerli kardeşim Mehmet GENÇER, Öncelikle şehitlerimiz adına yazmayı düşündüğünüz ve eşi ender görülebilecek bu elim vakayı