Stefan Zweig Ayasofya'nın kubbasinden salibin indirilişini anlatır ve haçın boğuk bir gürültü ile düştüğünü söylerken, sesin kilisenin içinde ve dışında kuvvetli akisler bıraktığını, ancak, bu düşüş sayesinde Batı aleminin kendini topladığını ve aynı ihtarlı sese Garp dünyasının kendine gemdiğini ilave eder.
Fâtih Sultan Mehmed dediğimiz bu insanlık dostunun, iman ve san'at yolcusunun şevketli ve satvetli tarihi ve yeryüzünün hasret çektiği idealist şahsı ve mevzuunda eksik ve kifayetsi bulduğumuz şu araştırmamızdan dolayı, yine bu kemalli insanın manevi huzurunda özür dileyerek susmak isterken, son sözü gene kendisine bırakalım. Tâ ki bu şevketli ve devletli cihangir, bir yandan tarih ve insanlık tahtında hâlâ dünyaya baş eğdirirken, bir yanda da kulluk ve yokluk şevki ile feryad edip, cümle aleme gönlürden, aşk ve imanından haber versin:
Zümfünün zencîrîne bend eyledi şâhum seni
Kulluğundan itmesün âzâd Allahum beni.