2016 Temmuz - Ağustos

Edebice Dergisi - Sayı 2

Edebice Dergisi
Kapitalizmin eşekleri
"Kitle kültürünün dayatıları karşısında cebinde bir lokantaya oturup karnını doyurabilecek kadar parası olmayan birinin cebinde son çıkan ful özellikli cep telefonunu görebiliyoruz."
Sayfa 75
Mustafa Tuğrul Çolak
"Şuradan başlamak gerek: Kapitalizmin yarattığı kaosun adına düzen demek ne kadar doğru!"
Sayfa 75
Reklam
Dağlar devrildiğinde veya insanlığın son düşüşü
"Tarım ve hayvancılıkla doğal ve mütevazi yaşamlarından istediği gelirleri elde edemeyen köylüler, kentlerde işçi-köle pozisyonunda çalışmaya başlıyor ya da kendilerine gayrimeşru farklı alternatifler üreterek çokça para kazanmaya çalışıp insanlıktan çıkıyorlar."
Sayfa 72
Edebice Bir Tefekkür/Ömer Ünal
"Mürekkebin kuruduğu yerde kanın aktığını gören gözlerin en büyük telaşesi, yazmak ve okumak olsa gerek."
Sayfa 63
Edebice Bir Tefekkür/ Ömer Ünal
"Edebi eserleri okumak, sadece gözlerle sözcükleri buluşturmak değil ayrıca edebice yapılan büyük bir inkilâptır."
Sayfa 63
Köylü döşek, şehirli baza üzerinde durmaz./ Burak Akdağ
"Yatağı bile bir yere ait olamamış birinin o yatağın kucağındayken ettiği dualar, kurduğu hayaller nerelidir? Köylü döşek gibi kalender hayaller mi kurmalı yoksa şehirli yatak gibi mağrur mu? Köylü döşek gibi uyumlu mu olmalı yoksa şehirli döşek gibi tavizsiz mi durmalı? Köylü döşek gibi samimiyet mi sunmalı yoksa şehirli yatak gibi ortopediklik mi iddia etmeli?
Sayfa 62
Reklam
Düğümlensin Heceler/ Alper Tunga Kumtepe
"Dostun sözü incitir, düşman darılırsa darılsın. Kalbimizde şüphe yok, işte hemen yarılsın. Menzile varmak emek ister, duayla varılsın. Yâr ile yâren arasında düğümlensin heceler..."
Sayfa 61
Gönülden Sözler/ Tuğçe Nur Kesin
"Gönül, öyle bir kelime ki "alçak" kelimesini bile meşrulaştırıyor: alçak gönüllü..."
Sayfa 59
Şiir mi? Bir ömre bedel/ Tuğba Önce
"Şiir yazmak her kişinin üstlenebileceği, hakkını verebileceği bir vazife değildir. Içi boş kelimeleri yan yana getirip mısra yapmak, mısraları alt alta koyup kıta yapma işi değildir. Şiir içi boş ruhsuz alalade bir sanat hiç değildir. O yüzdendir ki, şairlere ruhumuzun ressamları diyoruz. Zor iştir azizim şâiranelik."
Sayfa 57
Söğüt/ Necdet Ekici
"Sanki söğütte Türklük, okaliptüste yabancılık; iğdede sıcaklık, dardağanda soğukluk var. 'Ceylan' bu dağların maralı olarak ne kadar estetik ve yerli ise, 'dinazor' ve 'gergedan' o kadar kaba, küstah ve takırtılı."
Sayfa 55
Reklam
Söğüt/ Necdet Ekici
"Söğüt tefekkür irfanımızda ise bir Kızılelmadır. Tarihten geleceğe, aşiretten devlete uzanan, Ertuğrul Gazileri, Şeyh Edebalileri koynunda saklayan bir büyük ülkü. Alınları akıtmalı, ayakları sekili cins atlar üzerindeki atalarınızın dört yüz çadırlık bir aşiretle kurdukları devleti yaşatan ruh: Devlet-i ebed müddet."
Sayfa 55
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
"Söğütte sevinçli bir sabah vakti, Koyunlar sağılıp sürülmekte... Geçmiş ve gelecek bütün çağların, En şanlı devleti kurulmakta. Ağlasın düşman ki, Türkmenlik ruhu, Öldü sanılırken dirilmekte."
Sayfa 55
Nihat Sami Banarlı
"Bademin göz güzelliğinden, gülün gülüş güzelliğine kadar meyve ve çiçeklerin bütün lezzeti biraz da tadındadır."
Sayfa 55