Ölümlü insan nasıl etsin ki, hayatı ebedileşsin? Ölümlü insan ne yapsın ki, güneşli sabahlardan, yıldızlı gecelerden habersiz şekilde toprağa karışırken bu güzel dünyada o da anılsın?! Hiç değilse denizlerin maviliyinde, ormanların yeşilliğinde, kuşların şarkılarında....
Hiç değilse kadın dudağındaki şirinliğin yokluğunda, bir annenin şefkatli okşamalarında...
Bunlar da olmasa, içdiği sigaranın dumanında...
Gülümsemekte. Hayatın anlamı da buymuş. Bir tebessümle bütün çirkinlikler güzellikle değişirmiş. Bir tebessüm ölümün kendisini bile öldürürmüş...