Natüralist romanlardan yükselen kötümserlik havası, bu romanların dayandıkları materyalizm ve determinizmden gelmektedir. Zola'nın ve arkadaşlarının, zamanlarındaki toplum üzerine açtıkları anketler umutsuzluk vericidir. Onların ne dine, ne hükümete, ne de sosyal organizasyona güvenleri kalmıştır. Her tarafta kötülük, riya, hiyanet, sefalet görmektedirler. İrade özgürlüğünden yoksun olan insanın, maddenin baskısı altında inledigine inanmaktadırlar.