Edebiyattaki İktisat
KolektifEdebiyattaki İktisat Sözleri ve Alıntıları
Edebiyattaki İktisat sözleri ve alıntılarını, Edebiyattaki İktisat kitap alıntılarını, Edebiyattaki İktisat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Marx'a göre emek, kapitalist toplum koşullannda insani niteliklerinden kopanlmakta ve bir nesne haline gelmektedir. Kapitalist toplumun bireyi insani değerlerinden uzaklaştınyor olması, insanı kendi kapitalist değerleri çerçevesinde dönüştürmesi kimi zaman da yok etmesi anlamına da gelir.
Bakın mesele şu: Bu dünyada en kuvvetli insan, tam anlamıyla tek başına olan insandır" (lbsen, 2011, s. 232).
Kapitalizmin ikinci özelliği, üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin varlığıdır. Kapitalist toplumda toplumun belli bir kesimi üretim için gerekli hammadde ile üretim araç ve gereçlerinin kullanım hakkına sahipken, diğer kısmının bunlar üzerinde herhangi bir hakkı yoktur.
Olivier dedi: "Bilmem, onu nasıl buluruz;
Görmektense utançlı duruma düştüğümü Yeğlerim ben ölümü."
Dr. Stockmann: ... Hayır, gitmiyoruz işte, neredeysek orada kalıyoruz ... Cepheler burada çünkü. Mücadele burada verilecek ve zaferi burada kazanacağım ... (lbsen, 2011, s. 228)
Erich Fromm'dan alıntılarla Mandel şunları yazıyor:
Milyonlarca insan her gün cinayet haberleriyle ve polisiye romanlarla kendilerinden geçerler. İki ana teması cinayet ve felaket olan filmlere sürüler halinde giderler. Bu ilgi ve kendinden geçiş, salt beğenisizliğin ve skandal arama arzusunun ifadesi olmayıp, insan yaşamındaki nihai şeyin, yani yaşam ve ölümün, suç ve ceza ile insanla doğa arasındaki mücadele ile dramatize edilmesine duyulan derin arzuya karşılık düşer (s. 28).
Kendi düşüncelerimizden önce eserin ana fikrini aşağıdaki paragrafla ortaya koymak mümkündür.
Gerçek şu ki, uygarlık insanın üretim gücünü büyük bir ölçü de artırdığı halde yanlış yönetim yüzünden medeni insan sırtına giyecek, midesine yiyecek, başını sokacak yer bulama dan vahşi hayvanlardan daha kötü bir duruma düşürülmüştür.
Üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran sınıf ile işçi sınıfı arasında ki uçurum şu sözlerle ifade edilir eserde:
Bugün toplumu idare eden kapitalist sınıf daha az keyfi ama aynı sert ve zalim yöntemlerle istenmeyen ama gerekli olan işçileri sefil ve geniş gettolara hapsetmiştir. Yüksek bir sınıfın varlığı ancak başka sınıflann ezilmesiyle ve yıkılmasıyla mümkündür (s. 150).
Piyasa, hastalık veya beklenmedik bir kayıp yahut kaza onlan yoksullukla yüz yüze getirecektir ... eğer çağdaş toplumun devamlı anlaşmalan buysa uygarlık insanlığın büyük bir kısmını lanetleyecek demektir.
aynı zamanda komünist "yönetimin gerçek doğasının", açıkça betimlenmesi olarak ele alınmaktadır:
Büyük Birader her yerdedir. .. Uyurken ya da uyanırken, çalışırken ya da yemek yerken, içeride ya da dışandayken, banyoda ya da yataktayken, fark etmezdi, kaçamazdınız. Kafatasınızın içindeki birkaç santimetreküp dışında, hiçbir şey size ait değildi.
London bu durumu şu sözlerle aktarır eserine:
...
Eğer üretim gücünü artırmadıysa uygarlığın ayakta kalmasına olanak yoktur. Eğer uygarlık ortalama insanın üretim gücünü artırdıysa neden ortalama insanın durumunun daha iyi olmasını sağlamamıştır?