Konum itibariyle her dönem iskân tercih edilen bir bölge olan Edirne, çeşitli medeniyet ve kültürlerle, farklı din ve dillere sahip topluluklara yüzyıllarca ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı'nın fethi sonrasında hızla büyüyerek gerçek bir Türk-İslam Şehri hüviyeti kazanan Edirne, XXV. Yüzyıl'da neredeyse Trakya topraklarının tamamı ile bir kısmı Bulgaristan'da, bir kısmi ise Yunanistan'da kalan geniş bir bölgenin de idari merkezi olmuştur.
Osmanlı'nın son yıllarında devletin idari yapısını belirleyen Devlet Sâlnâmeleri yanında vilayetler gibi çeşitli kurumların da sâlnâme yayınladığı görülür. Edirne vilayeti de 28 sâlnâmesiyle bunlardan biridir. 1901 Sâlnâmesinin özelliği ise çeşitli savaşlarla sınırları küçülecek olan Edirne Sancağının kapsam açısından en geniş çaplı olmasıdır.