Efendime Söyleyeyim

Yavuz Bülent Bakiler

Efendime Söyleyeyim Posts

You can find Efendime Söyleyeyim books, Efendime Söyleyeyim quotes and quotes, Efendime Söyleyeyim authors, Efendime Söyleyeyim reviews and reviews on 1000Kitap.
Atatürk, Cumhuriyet'in ilânından önce, sultan ve halife hakkında başka, Cumhuriyet'in ilanından sonra başka iddialarla konuştu. 1924 yılında halifelik lağvedilince bir iki gün içinde, padişah soyundan gelen 155 kişi, yurt dışına parasız pulsuz sürüldüler. Ve onlar, çeşitli ülkelerde, zaman zaman âdeta ekmeğe muhtaç yaşadılar. Ö kadar ki
Hiç unutmuyorum; Sivasta, Ziya Gökalp İlkokulunun 8. sınıfında sevgili öğretmenimiz bir tarih dersinde dedi ki: “Çocuklar! Hain Padişah Vahdettin, vatanımızı İngilizlere, beş çuval altın karşılığında satmak istiyordu. İngilizler, padişahın istedigi beş çuval altını alıp getirdiler. Vahdettin'in gözleri sevinçten ışıl damaya başladı. İşte tam o sırada Atatürk, Samsun'a çıkarak oradan Erzurum'a ve Sivas'a gelip kongreler yaparak vatanımızın İngilizlere satılmasını önledi...” Medeni bir devletin okullarında, çocuklarımıza böyle ahmakça yalanlar, iftiralar nasıl anlatılır anlamıyorum! Bazı zavallılar sanıyorlar ki Atatürk'ün kahramanlığı ve vatanperverliği, Vahdettin'in korkaklığına ve hainliğine bağlıdır. Birtakım zırcahil adamlar sanıyorlar ki Cumhuriyet imizi sevdirmek için Osmanlı ya sövmek lazım! Bunlar, utanç yüklü safsatalardır.
Reklam
Bir gün, Türk milliyetçilerine “Irkçı! Kafatasçı!” diye böğüren koyu bir Atatürkçüye belgeler göstererek anlattım ki bu memlekette, almış dört bin kişinin kafatası, Atatürk zamanında kumpaslarla ölçülmüştür. Hatta Atatürk zamanında, mezarlar açılarak Selçuklu sultanlarının bile kafatasları milimi milimine kumpaslara vurulmuş, Türk Tarih Kurumu tarafından dile getirilmiş, tebliğler sunulmuştur. O Atatürkçü kişi, cin çarpmış gibi donakalmıştı. Kırk örnek vererek yazıyı uzatmak istemiyorum. Ama artık 21. yüzyılda Türkiye'nin bütün meselelerine ilim açısından, iman açısından bakmak gerektiğini bilmeliyiz diyorum. 21 yuzyılda müspet ilmi ve tekniği bir tarafa bırakarak birtakım şahısları putlaştırmak; okumadan, bilmeden, incelemeden, anlamadan konuşmak ayıptır, ayıptır, ayıptır!
Yirmi birinci yüzyıla girdiğimiz şu yıllarda bile, hâlâ “Atatürk'ün hayat hikâyesi” diye başlayan bayatlamış masallar, hâlâ “Vahdettin'in vatanımızı birkaç çuval altın karşılığında düşmanlara satma hazırlığı içindeyken Atatürk'ün ortaya atılıp bu satışa engel olduğu” safsatası, hâlâ “Saltanattan, sultandan kurtuldu güzel vatan.” yırtınmalarıyla tarih düşmanlığı, hâlâ “Atam sen kalk ben yatam.” döğünmeleriyle çocuklarımıza bulaştırılan tembellik, pısırıklık, aşağılık ruhu, hâlâ Atarürk dedi ki", “Atatürk diyor ki”, “Atatürk diyecekti ki” feryatlarıyla, müspet ilim ve modern dünya karşısında yanlışlıklar zinciri. Atatürk'ün ölümü üzerinden koskoca yıllar geçti. İlimde, teknikte, sanatta, şaşırtıcı gelişmeler oldu. İnsanoğlu ay yüzüne ayak bastı, uzak yıldızlara ulaşma çalışmalarına girdi. Biz ise hâlâ ağzımızı Atatürk dedi ki!” diye kapatıyoruz. Ayıp! Ayıp! Ayıp!
Dersim harekâtını, Celal Bayar'ın üstüne yıkmaya çalışanlar var. Yanlıştır. “Bu meseleyi kökünden hallediniz.” diye emir veren ve manevi evlâdı Sabiha Gökçen'i bile Dersim üzerine gönderen Ataturk'tür. Dersim ayaklanması keşke olmasaydı ama oldu. Allah yurdumuzu, yeni Dersim ayaklanmalarından korusun niyazındayım.
Hukümetimiz, Nâzım Hikmet'in itibarını iade etti. Bundan böyle oda T.C. vatandaşı sayılacak, Kararnamenin imzaya açılmasıyla birlikte Türkiyeli komünistler, burun deliklerini havaya kaldırarak homurdandılar: “Nazım Hikmet, hep itibarlı yaşadı. Onun yeniden itibara ihtiyacı yoktur. Bakanlar Kurulunun kararından sonra, Türkiye itibar
11.01.2009Kitabı okudu
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.