İşte böyle böyle, Finny’yle görüştüğümüzde konuşacak konu bulamaz hâle geldik. Artık birlikte susarak geçirdiğimiz her saniye, aramızda örülen hayali duvara bir tuğla daha ekler gibiydi. Nasıl olduysa olmuştu; artık arkadaş değildik. Ama bunu biz seçmemiştik.