İnsanoğlunun güzelliği ve haysiyeti onu sadece fiziksel bir
varlık olmaktan kurtaran insanlık duygusundan, insanlığın
bir parçası olduğunun bilincine varmış olmasından ileri gelir.
Sömürü düzeni bu duyguyu baskı altında tutamaz. İnsanlar
bu duygunun güzelliğini fark edip baskıya ve sömürüye karşı
yürüdüklerinde çağımızın en değerli fikri gerçekleşmiş olacaktır;
insanlığın bütünü, bütünü meydana getiren parçalardan
çok daha büyük olduğu için, fikirler daima insanlar arasında
yaşamaya devam edecektir. Cezaevi amaçlarını gerçekleştiremeyecektir,
çünkü düşünceleri duvarlar, demir parmaklıklar,
muhafızlarla baskı altına almak imkansızdır.