Okulu bir beden gibi düşündüğümüzde öğretmenin kalp işlevi gördüğünü söyleyebiliriz. Zira okul denen bünyenin damarlarında dolaşan bilgiyi, öğrenci denen hücrelere taşıyan öğretmendir.
Eğitime en fazla Cumhuriyette ihtiyaç duyulur. İstibdatta korku, uygulamalarla kendiliğinden ortaya çıkar. Monarşilerde onur ise tutkulardan, duygulardan beslenir. Oysa Cumhuriyetin dayandığı siyasi erdemi kazanmak zordur. Çünkü Cumhuriyetin temel aldığı siyasi erdem, yurtseverliğe dayanır. Cumhuriyette kamu çıkarı kişisel çıkarların üstündedir. Bu Cumhuriyetin bireyinin mutlaka sahip olması gereken bir özelliktir. Böyle bir yönetimi korumak istiyorsanız doğal olarak onu sevmek zorundasınızdır. İşte Cumhuriyetin eğitimi bu sevgiyi esas alır ve onu var eder. Bireye kazandırır.