Senelerdir ülkemizde ve birçok ülkede PISA sonuçları baz alınıp ani, yüzeysel ve sürekli yap-boz parçasını denemek gibi oyuna dönüştürülen politikalar uygulandı. Oysa yazar “Eğitim alanında yapılacak değişiklikleri aceleye getirirseniz, her şeyi berbat edersiniz.” diyor ve bununla birlikte PISA sonucu değil, öğrenciye hayata dair bir şeyler öğretmenin önemini belirtiyor.
Ülke çapında eğitimi geliştirmek, siyaset politikalarına alet edildiği, diğer ülkelerin sistemlerini irdelemek yerine olduğu gibi kopya edildiği ya da ekonomik eşitsizlikler artırıldığı sürece bizim ülkemizde çok zorlaşıyor.
Kitaptan birkaç öneri:
-Geleneksel eğitimden çıkıp, çoklu zeka, işbirlikli öğretim, probleme dayalı, proje tabanlı öğretime geçiş. (Bu kavramlar yıllardır ülkemizde sadece akademik çalışma olarak geçiyor, uygulaması yetersiz.)
-Öğretmene değer ver ve gelişimini akademik eğitimini destekle.
-Çok ödev veya hiç ödev değil, az ders saati ya da çok ders saati değil, nitelikli eğitim.
-Öğrenciye teneffüs ve rahatlama alanı tanı.
-Standartlaştırılmış sınav ağırlığını azalt.