Ehl-i Sünnet'in Menheci ve Cihadın Esasları

Abdulkadir Bin Abdulaziz
Şüphesiz Allahu Teala’nın kullara ihtiyacı yoktur. Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurur: “Ey Kullarım, bana zarar veremezsiniz ki bana zararınız dokunsun ve yarar veremezsiniz ki bana yararınız dokunsun”(5) Allahu Teala, bu dünyada bizi kafirlerle imtihan etmektedir. İmanında doğru olup cihad emrine sarılacak kişilerle, imanında yalancı olup bu emre katılmaktan kaçınacak olanları ortaya çıkarmak istemektedir. Allahu Teala şöyle buyurur: “Ey insanlar! Sabreder misiniz diye sizi birbirinizle sınarız. Rabbin her şeyi görür.”(6)
Sayfa 5 - Furkan Basın Yayın
“Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir”¹ Allahu Teala’nın bu hakkını kim O’ndan başkasına verirse, Allah’a denk ve benzer kabul etmiş olur. Bu ise açık küfürdür. Allahu Teala şöyle buyurur: “Öyle iken, küfredenler Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.”² Yani, Allahu Teala’nın hüküm koyma yönündeki fiil ve sıfatları konusunda Allah’a benzerler ve denkler kabul ederler. Bundan da anlaşılıyor ki komünizm, sosyalizm, demokrasi ve benzeri kişilerin uydurduğu ve Allahu Teala’nın indirmediği beşeri bütün sistemler açık bir küfürdür. Birçok Müslüman ülkede egemen olan azgın yönetimler, yeryüzünde Allahu Teala’nın kulları üzerindeki ilahlık hakkına açık bir saldırı konumundadırlar.
Sayfa 5 - Furkan Basın Yayın
Reklam
Allahu Teala; “Gökte de, yerde de ilah O’dur”(³) buyurmaktadır. Yani gökte ve yerde kendisine ibadet edilmesi gereken sadece O’dur. Allah’ın bu hakkına yapılan saldırıya Müslümanların karşı koymaları gerekir. Çünkü bu; “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar”(⁴) buyruğunun anlamı ve gereğidir. Bu karşı koymanın adı; Allah Yolunda Cihad’tır.
Sayfa 5 - Furkan Basın Yayın
İbn-i Teymiye Rahimehullah şöyle der: “Cihada güç yetirilemediği zaman, onun için kuvvet ve savaş atları hazırlamak gerekir. Çünkü vacibin ancak kendisi ile yapılabildiği şey de vaciptir.”(5) Bu durumda, yukarıdaki sorunun cevabı; cihad görevini yerine getirmek için ona hazırlık yapmak gerektiğidir. Bu hazırlığın mü’minleri münafıklardan ayıran bir ölçü olduğunu Allahu Teala şöyle belirtmektedir: “Eğer onlar savaşa çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu; “oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun” denildi.”(6) Cihadın yolu, cihada iman eden, başkalarını ona teşvik eden ve onun için en güzel şekilde hazırlık yapan mü’minlerden bir cemaat oluşturmakla başlar.
Sayfa 6 - Furkan Basın Yayın
Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurur: “Savaşta inkar edenlerle karşılaştığımızda boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin. Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü intikam alabilirdi, bunun böyle olması; kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.”(¹)
Sayfa 6 - Furkan Basın Yayın
“Hak uğrunda cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir.”(²) Bu gerçek hepimizi şu soru ile yüzyüze getirmektedir: Bizler bu şekilde zayıf, bölünmüş ve çaresiz bir durumda iken cihad görevini nasıl yerine getirebiliriz? Allahu Teala bu soruya şöyle cevap vermektedir: “Allah'a ve Rasulüne itaat edin; çekişmeyin, yoksa korkar başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir.”(³)
Sayfa 6 - Furkan Basın Yayın
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.