Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu...
Sonra kitaplarım… bilhassa bunlar dikkatini çekmiş, mahcup bir insan olduğum, hayatın en aşağı “dehlizlerinde” yaşamaya mecbur edildiğim halde, niçin hala ısrarla okuduğumu sormuştu.
Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarından anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu...
Sonra küçücük bir evimiz, çok değil iki oda bir salonlu… Amma fitne fücur şehirlerde değil, şehirlerden, motor gürültüsünden, radyo sesinden uzakta, engin bir denizin kenarındaki bir ormanın içinde…