Ayda 2 tane çocuk kitabı okuyacağımı söylemiştim. Dün de kargom gelince merakla ilk bu kitabı okumak istedim.
Garip gelecek ama ben Kemalettin Tuğcu’yu hiç okumadım. Hatta edebiyat dersinde adının geçtiğini bitirince hatırladım. Ve bir dönem çocuk kitaplarıyla o dönemin çocuklarını ağlatan bu yazar ile 30 yaşına girmek üzere iken tanışma fırsatı buldum.
Kitap yine Türk filmi tadında… Erol adında Galatasaray’da tahsil gören bir genç-çocuğun kunduracı babasının işlemediği bir suçtan dolayı hapse atılması ile başlıyor. Ailesini geçindirme derdine düşen Erol’un bu zor günlerinde destek olan ve evlerinin kapısını açan Haşim ve Onun arkadaşı Mustafa ile tanışması ve olay örgüsü genişleyerek yeni kişilerin katılması ile güzel bir hikaye ortaya çıkmış.
Bu hikayede gönül zenginliği, hayatın olağan akışının istemeden de olsa değişebileceği, varken değil yokken de paylaşabilmeyi ve gerçeklerin er ya da geç açığa çıkacağı anlatılıyor.
10 yaş ve üstü deniliyor ve kitabın arkasında sözlük var ve benim bile çocuk kitabından öğrendiğim sözcükler çıktı “seyrüsefer “, “bağdadi” ve “pandantif”. Son olarak bilirkişi veya pedagog değilim ama 10 yaş bu kitap için biraz erken geldi bana sanki bir ortaokul öğrenci kitlesine daha uygun gibi
