Kitabın adı, “Eksik Bir Şey”. Hakikaten kitapta da eksik bir şeyler var. Yani yazar bir şeyler anlatıyor, evet anlatıyor ama ne anlatıyor? Bazı karakterler eklemiş esere, karakterlerin bazıları Yeşilçam filminde arkadan geçen adam gibi karakterler, bazıları da dayak yiyen adam gibi karakterler. Yani kitabın filmi çekilse, IMDB’ye eklense “uncredited” olarak geçecek karakterler. Kısacası bu karakterler, hatta karakterlerin geçtiği olaylar olmasa, “Ya eksik bir şey var bu kitapta, kâğıdı acaba 2. hamur diye mi?” diye düşünmeyeceğiniz olaylar.
Yazar, uzun öykü olabilecek ve yarısı kadar sayfada toplanabilecek bir eseri, “Konuyu dağıtayım hacı abi, sonra nasıl olsa toplarız bir şekilde!” mantığı ile 164 sayfaya çıkartmış. Aslında ilginç ve güzel sayılabilecek bir konu seçimi, ama anlatım oldukça vasat. Okumasam olur muydu? Olurdu. Okusam olur muydu? Okudum, yine oldu. Katalizör gibi kitap kısacası, etkilenmeden çıkıyor sistemden. İletişim Yayınları’nın Kirpi’sinin hastasıyım, kitaplıkta yan yatınca ayrı güzel dik durunca ayrı güzel duruyor diyorsanız ve hesaplı fiyata bulduysanız, alın atın kenara. Günün birinde okursunuz nasılsa.
Kitabın arka kapağında yazdığına göre, “aşkın yavaşlığı ve yumuşaklığıyla politikanın hızı ve şiddetini aynı tuvalde resmediyor,”muş. Bana göre ise eserin en güzel tarafı, Ege Bölgesi’nin bir kasabasında geçmesiydi.