Ayrılma gerçekleşmediği durumda ise bireyin arzusu ile Ötekinin arzusu ya birbirine karışır ya da öznenin birinden diğerine çatışma içinde salınıp durduğu ve sonuçta ketlendiği bir duruma yol açar.
Tüm ilişkilerin başlangıcının aslında onun sonunu da içerdiğini düşünmek gerekir. Dahası sonu olduğu düşünülemeyen bir ilişkiye girmek nasıl olası olur? İlişki kuramamakta bir gün ayrılığın olduğunu kabul etmemek de yok mudur? Çünkü anneler bir gün doğurmak yani ilk ayrılığın yinelenmesini yaşamak için gebe kalırlar. Her ayrılık bir yinelenmedir çünkü. Çiftler, bir gün evden ayrılsınlar, kendi yollarını çizsinler diye çocuk sahibi olurlar. Tıpkı yıllar önce kendilerinin de yaptıkları gibi. Okula bir gün mezun olmak yani ayrılmak için başlanır. Evliliklere de "bir yastıkta kocamak" umuduyla başlanır. Bu umut gerçekleşse bile sonunda ölüm ayıracaktır eşleri.