Quotes

See All
“Seni son kez gördüğümde omuzların ağlıyordu, bilirsin çabuk tanırım ağlayan omuzları... Ama yalnızlığımı seninle harcadığım için pişmandım hâlâ, öfkeliydim biraz da... Sen yine geçip gittin yanımdan, daha önce hiç hayatıma uğramamış yabancı biri gibi. Yüzüne bile bakmadım, omuzlarının üzerinden gökyüzüne çevirdim gözlerimi... Çünkü sular kesik, ellerim kirli, bahanem çok... Kayıp eşya odasında kalbini bile aradığım biriyle en çok ne yaşayabilirim ki dedim içimden. Bir kalp kaç kere kırılıp iyileşir, bir bakış kaç kere hatırlanıp unutulur, bir yalan kaç kez söylenir ve en çok kaç kez affolur? Demek ki her hikâye, bitmeden önce kendini gerçekten tamamlıyor. Su bile kırılıp iki ayrı yerden akmaya başlıyor insanın yanaklarından bazen... Herkes kendi vedasını işte o zaman anlıyor. Aşk için yazdıklarım bitti... Şimdi kir göstermeyen bir sözcüğün, kendisiyle yüzleşme vaktidir. Ve aşkta tüm lekeler, ancak hikâyenin ilk cümlesinde havada asılı duran o hisle baştan sona temizlenir...”
Kırılmadan önceydi... aşkı zaafların başlattığına inanmıyordum.
Reklam
Ağlamak, ani bir anlama hâlidir... Anlarsınız...
Gözyaşı nasıl tutulur öğrendik; elimizin tersiyle, parmaklarımızın üstüyle.. Sıra bir gözün yasını nasıl tutacağımıza geldi.. Görerek öğrendiklerimizi nereye saklayacağımıza !
Sayfa 68
Ben senden önce bıraktım kendimi boşluğa, beni kollarından bırakmadan önce çektim ellerimi üzerinden... Sen fırtınadan sonraki bensizlikte fark ettin olanları, ben fırtınadan önceki sessizlikte... senden önce özgür bıraktım ben kendimi, Sen beni bırakmadan çok önce...
Sayfa 69
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.