Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in doğumundan iki veya üç yıl önce dünyaya geldi. Mekke’de onunla birlikte büyüdü.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem İslâmiyet’i yaymaya başladığı günlerde Abbas hemen müslüman oldu. Ancak geniş nüfuzunu kullanarak müslümanları himaye etmek düşüncesiyle, Müslümanlığı kabul ettiğini açığa vurmadı. Hatta Mekkeli müşriklerin müslümanlarla ilgili karar ve davranışlarını Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaştırmak maksadıyla kasten hicret etmedi.
Hz. Peygamber, amcası Abbas’ı sever, kendisinden sadece iki veya üç yaş büyük olmasına rağmen, insanın amcası babası gibidir diyerek ona saygı gösterirdi. Ayrıca onu, “Kureyş’in en cömerdi ve akrabalık bağlarına en çok riayet edeni” diye övmüş, Abbas’ı incitenlerin kendini incitmiş olacaklarını söylemiştir.
Peygamber sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurmuştur:
“Kim Abbas’a eza verirse bana eza vermiş olur. Zira kişinin amcası babası gibidir.”
Annesi; Nuteyle bintu Cennab b. Kelb’dir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den iki sene önce doğmuştur. Küçükken kaybolmuş, bunun üzerine annesi “eğer onu bulursam kabeyi ipekle kaplayacağım” diye adakta bulunmuş ve bulduğunda kabeyi ipekle kaplatmıştır.