Ruh yıkıntıları insani fena yoruyor .
El kızı yıllar önce Abimin kitaplığından ilk okuduğum kitaplardan. Bu yüzden yeri ayrı. O zamanlardan aklımda kalan, evi bütün aileye dar edip dağılmalarında başrol oynayan kaynana Hacer'di. Tüm kitabı ona kızarak, onu suçlayarak okumuştum. Hatta kitaba başlarken ' Gel bakalım Hacer hanım' dedim
Baskılarla yetişen, kendini savunmak şöyle dursun ifade edemeyen, sırf kadın olduğu için her hareketinde birinin himayesi altında olma beklentisi güden, kendisine emredilmesini, iş buyurulmasını bekleyen, ve buna muhtaç olduğunu düşünen Nazan'ı gördüm.
Eğriyi doğruyu bilmesine rağmen, kendi hıncına kılıf arayan, vicdan azabını başkası üzerinden şiddetle gidermeye çalışan, çalışkan ve prensip sahibi olmasına rağmen aile içinde hakkıyla haksız ayrımını yapma iradesine sahip olmayan Mazhar'ı gördüm.
Evdeki şiddet ve geçimsizlik yüzünden hiç bir aile ferdinden olması gereken sevgi ve şevkati göremeden büyüyen, bu yüzden saçlarını her okşayana minnetle bakan, sevilmeye aç küçük Haldun'u gördüm.
Etkileyici ve sinir bozucu bir kitap günlerce düşündürebiliyor.