İnsan Coğrafyasında Gezintiler

Elde Var İnsan

Senai Demirci

En Yeni Elde Var İnsan İletileri

En Yeni Elde Var İnsan iletilerini, en yeni Elde Var İnsan okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir annenin yıllar sonra kavuştuğu çocuğuna gerçekten annesi olduğunu anlatamamasını, aradan geçen yılların anne-çocuk sıcaklığını küllendirmesini dillendiren Okyanus Kadar Derin filminin kırılma sahnesi bir sedir ağacının kokusuyla başlar. On yıl önce kaybolup ailesinden kopan çocuk, geri döndüğünde annesine ve ailesine bir türlü ısınamaz. Sadece oğlunu değil evladının yakınlığını da yitiren anne, bir gün evdeki eski sedir ağacından yapılma sandığı açınca, kokunun o derin ve ince sihri işlemeye başlar. Çocuğun yıllar önce hafızasına kaydedilen bu kokuyla, annesine ve ailesine duyduğu aşinalık ve yakınlık yeniden inşa edilir, yeniden ihya olur. Sanki ılık bir kucaklayıştır koku, sessiz ve hızlı bir yolculuktur ruha doğru. Yitirdiklerini ihya eden, ölüp gitmişlerin yeniden dirilmesine vesile olan bir bahar gibidir.Ünlü nehir romancısı Marcel Proust'un da, çok eskilere doğru olan yolculuğuna 'çaya batırılmışbisküvi kokusuyla' başlaması aynı sırdan olsa gerek. Koku, en derin ve en kalıcı hafızaya denk geliyor.Şimdi, bu satırların yazarı olarak, ceviz sandıkta bekletilmiş elmaların kokusuyla çocukluğumun sohbet dolu kış akşamlarına gidiveriyorum. Taze bir menekşe kokusuyla ilk gençliğimin bahçelerine koşuyorum. Kurşunkalem ve kâğıdın kokusuyla okul yıllarımın tatlı hatıralarına uzanıyorum. Koku, âdeta ruhumuza yerleşmiş ilâhî nefha; değer değmez bizi yeniden ihya ediyor gibi. Kokuyu soludukça, ruhumuz yeni baştan ihya üfleniyor.
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Her duyu insan bedeninde bir etkilenmeye denk gelir. Görmek, ışığın gözün retinasına değmesidir, işitmek sesin kulak zarına çarpmasıdır, dokunmak bir cismin tene değmesidir. Peki ya koklamak? Kokuyu, bir etkilenme olarak tanımladığımızda diğer duyusal etkilenmelerden daha derin, daha kalıcı ve daha az kontrol edilebilir bir etkilenme yaşadığımızı görürüz. Kokunun kendisi ne kadar şeffaf ve belli belirsiz ise, etkisi o kadar somut ve aşikârdır. Tıpkı bir okyanus gibi; kıyısında durunca, sakin ve düz görünür ancak içinde esrarlı bir derinlik ve tanımsız bir enginlik saklar. Koku, ele gelmeyen, göze görünmeyen ayartıcı bir sihirdir.İki ruh arasında akan şeffaf bir nehir gibidir. Tende tuzdur, ruhta ateştir.Şuurumuzun kıyılarında nöbet tutan bir dalga sesi gibi. Koku. Menekşenin renginden derin. Toprağın kalbinden serin. Yağmurun toprağa değişi kadar yakın. Kıyısına yanaşır yanaşmaz bizi sınırsız ve sessiz bir deneyimin içine alan, sessiz, sakin ve derin bir okyanus.
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Reklam
Onu biraz kışkırtmayı denedim. "Şimdi insanlar birbirlerini koklasınlar mı diyorsun?" Umutsuz ve kırgın baktı: "Keşke ne dediğimi anlasalardı da söyleseydim. Koklamak, öyle incelikli bir duygudur ki, bugünün insanına öğretilmesi gerekir. Zavallı koku alma duyumuz. Öylesine kötü kokularla bozuldu ki, yeniden eğitilmesi gerekiyor. Biliyor musun, insanlar insan kokusunu bile alamıyor. Bir çocuğun kokusu. Yaşlı insanın kokusu. Umudun kokusu. Bezginliğin kokusu. Hayata kırılmanın kokusu.
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Şimdi dinlenmeyi unuttuk...
"Yani, önceden biliyorlar mıydı!" "Elbette, biliyorlardı. Bak hayvanların birbirleriyle iletişim', kurmalarında koku nasıl önemli bir rol oynar." "Evet ama konuşamadıkları için." Dostum biraz sabırsız, sözümü kesti: "İnsanlar konuştukları için artık kokuya gerek duymuyorlar, değil mi? Şimdi sen bana insanların konuştuklarını mı söylüyorsun?" Artık karşılık vermiyordum. Dinlemeyi sürdürdüm. Dostum: "Sen de biliyorsun ki insanlar gerçekte konuşmuyorlar. Konuşur gibi yapıyorlar. Öğrendikleri sözcükler var. Birbirlerine onları söylüyorlar. Gerçekte çok azı, çok az zaman için konuşuyor. Onlara da dikkat et, duygu sözcükleri yoktur. Birbirlerine söylemeleri gereken sözleri söylerler. Onun için de çoğunlukla birbirlerini dinlemezler. Gerçekte konuşmayan, gerçekte dinlemeyen insanlar iki önemli iletişim aracını da kaybettikleri için artık anlaşamaz hale gelirler. Koku ve dokunma.İşte gerçek iletişimin iki yolu.İnsanlar ikisini de unuttu."
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Neler kaybettik
Koku: Ruhtan Ruha Rayına Dostum birden soruverdi: "Bir insanın mutlu olduğu nasıl anlaşılır?" "Bilmem... Belki, gözlerinin parlaklığından, neşesinden, bel' ki yüzüne vuran iç aydınlığından." Dostum hepsini kabul eden ama yeterli bulmayan bir el işareti yaptı:"Bunlar doğrudur. Mutluluk saklanamaz- Mutluluk insanın içinden sızar, bir yerlere girer, orayı değiştirir. Bir de kokusu vardır. Bilir misin, mutluluk kokar." " Mutluluğun kokusu mu?" Doğrusu duymamıştım. Dostum anlayışla baktı: "Doğrudur, duymamışsındır. insanlar pek fark etmezler. Oysa, her ruh halinin kendine özgü bir kokusu vardır. Eğer insanlar koku duygularını kaybetmeselerdi, bunları da bilirlerdi. Ama birçokşey gibi bunu da kaybettiler."
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Hakîm ve Rahîm olan Rabbimizin dokunma denilen duyumuza yüklediği bu hikmetleri gördükçe, insanın meşhur bir sözü tersine çeviresi geliyor doğrusu: Bir dokun ki, bin ah işitme!
Elde Var İnsan
Elde Var İnsan
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.