Eleştiriye Beş Kala

Bedrettin Cömert

Eleştiriye Beş Kala Sözleri ve Alıntıları

Eleştiriye Beş Kala sözleri ve alıntılarını, Eleştiriye Beş Kala kitap alıntılarını, Eleştiriye Beş Kala en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İKİNCİ YENİ AKIMIN ŞİİRİMİZDEKİ İŞLEVİ
Yapısı Olmayan Bir Şiirsel Yapı * İkinci yeni ürünlerin büyük çoğunluğu, çok ilginç bir yapısal özellik gösterir. Bu ürünlerde yapacağınız bazı değişiklikler, çıkaracağınız veya ekleyeceğiniz uygun dizeler, şiirin yapısında önemli bir eksiklik yaratmaz. Daha doğrusu bu şiirler, sanki özellikle yapışıklığın bir örneği olarak yaratılmak istenmişler izlenimini verir. Bu durum, şiir kuramı açısından bağışlanamaz bir kusur sayılmak zorundaysa da, Garip şiirinin çizgisel mimariye oturan rahat yapısallığını bozduğu ve bu bozmanın kaçınılmaz gerekliliğini gösterdiği için, şiirimizin gelişimi açısından çok olumlu olmuştur. İkinci yeniciler, şiirin Garipçilerde olduğu gibi kolay bir ritim, kıvrak bir söyleyiş, öykülenebilen bir deyiş tekniğinin çok uzaklarında bulunduğunu, başarısız sonuçlarla da olsa vurgulamışlardır. * Oluşum, Haziran 1978, Sayı: 8 (50)
Sayfa 388Kitabı okudu
ZAVALLI HAYDAR BİZİM HAYDAR
''Bugün şiirimizin en ivedili ihtiyacı, bütün hesaplardan arınmış ve en uçarı temizliğiyle hayal gücüdür. Yüreği kurumamış, coşkularını yitirmemiş, duyarlığı dişileşmemiş, zihin oyunları çıkmazında yapay zevklerle doyuma varmayan; dünyayı, ayakları yerde olarak, ama sonsuzlara uzanabilen hayaliyle algılayabilecek katıksız şair.'' * Yansıma, Kasım 1972, Sayı 11
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e mektuplarından: * ''Ancak, asrımızı bütün sefalet ve büyüklüğüyle, ölen ve doğan unsurlarıyla anlarsak ve faal olarak asrımızın kavgasına 'hayat' cephesinden iştirak edersek ve kendi asrımızın saadete kavuşacağına inanırsak yaşadık diyebiliriz. Şimdi şiir için, roman için, hikâye için olsun bu temanın en geniş, en teferruatlı ve tekrarlana tekrarlana bitmeyecek imkânlar verebileceğini düşün.''
Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e mektuplarından: * ''Müstakilen, mücerret olarak şekil araştırmalarına elveda. Muhteva, muhteva, muhteva. Muhtevayı en uygun, en basit, en berrak bir tarzda kalıplayan şekil. Düzgün, mum gibi parmaklara en sıkı sıkıya yapışan, en pürüzsüz, en süssüz eldivenler yaraşır. Süslü eldivenlerle parmaklarını güzelleştirmek isteyen bilhassa çirkin, kambur kumbur parmaklı zengin kadınlarıdır. İş hayatında kambur kumbur olmuş kadın parmakları o kadar feci ve hürmete şayandırlar ki onlara hiç bir eldiven istemez. Yine tıpkı bunun gibi öyle muhtevalar vardır ki, yegâne eldivenleri kendi derileridir. Şekli eldivenlikten de çıkarıp deri haline getirdiğimiz nisbette muvaffak olacağız. Bu gayet zor bir iştir. Bu zorluğu halletmenin yegâne çaresi muhtevadan şekle gitmektir. Tabii şeklin muhteva üzerindeki mukabil -fakat kemiyette- tesirini unutmayarak.''
Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e mektupları hakkında: * Nâzım Hikmet'in şiirine yaklaşacak her yol bu mektuplardan geçmek zorundadır, dersek, yeni bir şey bulmuş sayılmayız herhalde. Çünkü ozanın yapıtlarını en doğru bir biçimde ancak, onun sanat hakkındaki düşüncelerini kavradıktan ve böylece 'o' sanata yaklaşacak en doğru yöntemi öğrendikten sonra tartışabiliriz. Yoksa yargılarımızın yapıta göre geri kalması tehlikesi kaçınılmaz bir sonuçtur.''
Gerçekliğin sanat tarafından yaratılmasıyla ilgili tartışmalar, epeyi zamandır, özellikle 12 Mart'tan bu yana belirgin bir kesintiye uğradı. 1960'larda hızlanan bu tartışmalar, aslında 12 Mart'tan önce de gerçek boyutlarıyla sorunu ele alamamıştır. Dar ve kimi zaman bağnaz bir çerçeve içinde savunulan ve uygulanmaya çalışılan toplumcu eleştirimiz,
Reklam
Geri110
108 öğeden 101 ile 108 arasındakiler gösteriliyor.