"Yaşam, bir tren yolculuğuna benzer; her durakta insanlar biner, bazıları iner, bazıları ise bize eşlik eder, ancak sonunda herkes kendi yoluna devam eder."
ve hayal kurmak,
tasarladıklarımızı hayata geçirmek zorunda olmadığımız
sürece son derece rahatlatıcıdır. Hayaller sayesinde zor anları
atlatır, tehlikeleri tanır, yaşlandığımız zaman da başkalarını -
özellikle ailemizi, eşimizi, çocuklarımızı- düşündüklerimizi
gerçekleştirmemize fırsat bırakmadıkları için suçlayabiliriz.
“Maria'nın günlüğünden, dönüş biletini almadan bir gece önce:
Bir zamanlar, parlak tüyleri, rengârenk kanatları olan bir kuş varmış. Uzun lafın kısası, bakanları neşeye boğarak göklerde özgürce uçmak için yaratılmış bir hayvanmış.
Günün birinde kadının biri bu kuşu görüp ona kapılmış. Ağzı hayranlıktan bir karış açılmış olarak, kalbi
'We live in a vale of tears,' she said to her invisible friend. 'We can have all the dreams we like, but life is hard, implacable, sad. What are you trying to say: that people will condemn me? No one will ever know - this is just one phase of my life.'