Bir ilk eser...
Lale Hanım, aşkı, özlemi, uykusuz gecelerde kendine ve aşkına olan isyanını, iç sesini ve duygularını o kadar güzel kalemle buluşturmuş ki okurken etkilenmemek mümkün değil. Cümlelerin derinliği, vuslata olan özlemle bekleyişi, kaybediş ve umutla her yeni güne uyanmanın verdiği huzur ve huzursuzluk eser de yeniden şekillenmiş...
Yazar, eserinde arkadaşlığın, dostluğun, beraber ağlayıp gülmenin ne demek olduğunu, empati duygusunun karşımızdakini anlamamıza ne kadar yardımcı olduğunu, Melek ve Esra'nın dostluğunda, paylaştıklarında tekrar hatırlatıyor...
Aşk, ne kadar derin yaşanırsa yaşansın, kendinize saygınız yoksa karşı tarafın sizi sadece bir nesne olarak görmesinden öteye gidemeyeceğini, acı çekseniz de doğru kararlar almanın önemini oldukça güzel kurgulamış...
Elma Kurdu, zihne ve kalbe düşen şüphenin tohumunu büyütmede ne kadar etkili olduğunu bu eseri okuyunca tekrar fark edeceksiniz...
Derin duyguları yazarak bizimle buluşturduğu için Lale Ocak Hanım'a teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. Takip edeceğim yazarların arasına bir yenisinin eklenmesine çok sevindim...