İlk kitabını okuduktan tam olarak iki ay sonra ikinci kitabını okumam ile bazı şeylerde tekrar geciktiğimi fark ettim. Birinci kitabın sonundan devam eden ikinci kitabımızda Sahra ilk aşkı olarak düşündüğü kişi ile kendi arasındaki korku duygusunun boyutlarını düşünürken sonuncu ve asıl olan aşkına kavuşmak üzere beş uzun yıl beklemesi bizlere uzun soluklarda ve derin duygu karmaşasında sunulurken, Erva'nın evlilik sürecindeki küçük kahkahalar size de kahkaha attırabilir, Romeo'sunu beklemeyen Juliet'in hisleri sizin de kalbinizi acıtabilir ve derin bir arkadaşlık bağı ile bir kere daha içiniz ısınabilir.
Romeo ve Juliet'in alıntılarıyla doluluk sağlayan ikinci kitabımız da ilkine kıyasla daha derin bir şekilde duygu işlemektedir. Okursanız hem eğlenecek, hem üzülecek, hem kalbiniz kırılacak hem de bir fırından yeni çıkmış olan elmalı turta gibi umut ile dolacaksınız.
'İnsan, yarası yarasına denk geleni severmiş.'