Unutulan Vatan

Elveda Balkanlar

İsmail Bilgin

Elveda Balkanlar Quotes

You can find Elveda Balkanlar quotes, Elveda Balkanlar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ertesi gün bütün şehir halkı ve askerler Edirne'nin kara bulutlarla bezenmiş semâlarında bir düşman uçağının alçaktan uçup yere binlerce kağıt parçacıkları attığını gördü. Herkes bu kağıtlarda ne yazdığını merak ediyordu. Şükrü Paşa da bu kağıtlardan birinin derhal getirilmesini emretti. Bildiride şunlar yazıyordu: "Ey Müslümanlar! Ey insanlar! Biz sizinle değil, kötü idare gösteren hükümetinizle savaşıyoruz. Maksadımız kan dökmek değil, sizi zalim bir idarenin elinden kurtarmaktır. Komşularımız olan dört devlet dört taraftan memleketinizi kuşattı. Kırkkilise, Babaeski, Lüleburgaz, Dimetoka, Üsküp, Priştine, Nevrakop, Kumanova ve diğer muhtelif şehirler tümüyle zaptedildi. Edirne tamamen kuşatılmış ve İstanbul ile irtibatı kkesilmiştir. Emin olun ki Edirne'ye yardım gelme ihtimali kesinlikle mümkün değildir. Onun için boş yere kan dökülmesi doğru değildir. Edirne etrafında tam bin topumuz var. Eğer teslim olmazsanız, Edirne bir mezara, bir harabeye dönecektir.
Çok acı çokk
Şimdi mümkün olduğunca o zor günlere hazırlanmalıydı. İlk önce fırın sahiplerini huzuruna çağırttı ve kendilerine var olan unu idareli kullanmaları konusundaki emirlerini bildirdi. Ayrıca ekmeğe zam yapılmayacak, ekmek saklanmayacak ve her aileye sadece iki ekmek verilecekti.
Reklam
Nihayet can kaygısına düşmeden birkaç yudum ekmek yediler... Ama hiç durmadan, sırtlarına ve gönüllerine bir kırbaç gibi inen yağmur en büyük zorluk. Bilirim ki onlar, hür olsunlar, yağmur altında ıslansınlar, diye düşünürler... Koca devletin haline mi ağlar bulutlar, bu gelen muhacirlerin gözyaşlarına eş... Yurtlarından sürülmüş, kaçmak zorunda kalmış bu insanların cetleri ne ümitlerle at sürmüşlerdi Balkanlara doğru... Oysa şimdi?..
Yüzbaşı Cemal'in yeni görevi Edirne'nin batısında yer alan Mustafa Paşa kasabasına gidip orada çok önemli olan Taşköprü'yü havaya uçurmaktı. Bu görev kendine verildiğinde Yüzbaşı Cemal iliklerine dek ürpermiş, "Eğer köprünün imha edilmesi düşünülüyorsa, Lüleburgaz Muharebesi de kaybedilmiş demektir. İşte o zaman Edirne düşmanın ortasında bir ada gibi kalacak... Bu arada gidenler gidebilecek, gidemeyenler ise bizimle aynı yazgıyı paylaşacaklar... Yazgının yanında her türlü yokluğu da...
Musevi, Rum veya Ermeni olsun düne kadar Türklerin ayaklarına kapanırken, şimdi çığlıklar, feryatlar ve haykırışlarla yeni çarlarını selâmlamak için geç kalmak istemiyorlardı.
Sarı yapraklara gözlerini dikmiş, her birinin dalından kopup bir süre havada uçuşup toprağa düşüşlerini izliyordu. Muhacirleri de, dalından kopan yapraklara benzetti. İçini bir koyu hüzün kapladı. Bu manzara onun gönlünde de bir hazân mevsiminin sürmesine sebep oldu.
Reklam
Geç kaldım Magda geç... Keşke sana daha önce koşsaydım... Ama şunu bil ki hayalin, hatıran hiçbir zaman gönlümden silinmeyecek. Asla...
Dağyenice'nin doğusunda bir tepede 630 kişilik bir Türk birliği, Alaiye Alayı vardı. Bu birliğe, sık sık meyve sebze satan bir Rum gelip gidiyordu. Bu satıcı Rum, Türklerin parolasını öğrendi ve gelip bu Canlı Çınar'daki birliğe haber verdi. Onlar da mesajla durumu tepedeki birliklerine ilettiler. Bir gece Türk askerlerinin uyuduğu anda nöbetçi, baskına gelen Bulgar askerlerine parolayı sordu. Onlar da söyledi ve nöbetçi, "geçin" dedi. Ancak Bulgarlar uykuda olan Türk askerlerinin hepsini şehit etti. Bir tek ihtiyacını karşılamak için dışarıda bulunan bir er kurtuldu.
Birazdan, çatışmaya girecekti. Geçmiş yılları şöyle bir düşündü. En güzel günlerini, en mesut günlerini dağlarda eşkiya kovalarken yaşamıştı. Bu keşmekeş içinde dahi sevdanın getirdiği mutluluğu tatmıştı ama ondan sonra hep acı ve hüzünle yoğrulmuştu yılları. Şimdi de belki en büyük acıyı tadacaktı. "Ya Bulgarlar, Edirne'yi de kısa sürede ele geçirirlerse?" Bu soru onu iliklerine dek ürpertti.
Güneşimiz battı. Koca bir imparatorluk battı. Çamura bulandı. Utanca belendi... Balkanlara bir çığ gibi gelmiştik. Ancak Türklüğün tuzunu oralarda bırakarak çekiliyoruz. Boz bulanık akan Meriç gibi, Tunca gibi akıp gidiyoruz...
276 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.