Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Unutulan Vatan

Elveda Balkanlar

İsmail Bilgin

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Her gece ben
Ancak ne yapsam ne etsem bu düşüncelerimden sıyrılamıyorum... Bu düşünceler aklımı ve gönlümü durmadan ısırıyor.
Bu geri dönüş bir denizin çekilmesi gibiydi. Deli dalgalar misâli ilerleyen, coşan deniz daha sonra durulmuş, sakinleşmiş bir halde çekiliyordu. Bu çekilişte Balkanlar'a bırakılan tuz her yerde, her kayada, her dağda, her derede, her köyde çökelip kalmıştı. Bu tuz Türk'ün Balkanlar'da kalan tortusuydu. Bu tortu, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, köprüler, çeşmeler, camiler, mescitler bu diyarda hep yer etmiş, mühürlenmişti.
Reklam
Pierre Loti nin gazete yazısı
"Türkler katliam yapıyorlar! Bugün bunun tam aksine Türkler katlediliyorlar diye bağıralım. Evet. Türkler katlediliyorlar. Yaralıların vücutları açıkça kesiliyor, karılarına tecavüz ediliyor, mahalleleri yakılıp yağmalanıyor. Kim tarafından Makedonya'da 10 yıldan beri öldürme sanatını yürüten vahşi asker çeteleri tarafından nokta ve bu cinayetler hangi prensib uğruna işleniyor? Medeniyet adalet ve hürriyet uğruna nokta ve ağzı bu yüce kelimelerle dolu olan bütün Avrupa hep birlikte bu kadar kötülüklerin yapıcılarını sevinçle alkışlıyor. Ne acı şey! Ne unutulacak durum! Türkler kahramanca yenildiler nokta onlar yalnız 4 devletin orduları ile çarpışmadılar nokta onların daha Zorlu düşmanları da vardı nokta açlık, kıtlık ve Ordu'nun bütün sınıflarındaki düzensizlik... Yeryüzünde hiçbir asker işittiniz mi bu kadar acıya, yokluğa katlanabilen? Aynı durum ve şartlarda başka askerlerin hiç çekinmeden başvuracağı yağma ve katalden Türk askeri çoğu zaman asil bir küçümseme ve feragetle sakınabildi nokta gerçi bugün haksızlık Zafer kazandı; fakat yarın gerçek ortaya çıkacaktır. Şimdiden haksızlığa karşı yüksekten haykıran sesler geliyor."
Sayfa 256Kitabı okudu
Türk'ün engin Bir deniz misali deli dalgalarla Balkanlar'a gelişi şimdi bir cezire dönüşüyor. Ağır ağır değil, hızlı bir şekilde balkanlardan, Rumeli'den çekiliyor muyuz? Ya bu engin deniz'in, bu tepelere, bu dağlara, bu ovalara saçtığı tuzağa ne olacak? Yağan yağmurlarla eriyip gidecek mi? Bizlerden balkanlarda bir iz kalmayacak mı? Gönlümüzde yer etmiş bu dağların zirvesinden öyle kolayca inecek miyiz? Bir çığın önünde sürüklenecek miyiz?
Çatalca'dan bu yana hep Edirne diyerek yola koyulmuş ve bitmek üzere olan gayretlerini Edirne diyerek arttırmışlardı. İşte şimdi dillerinde sadık ve Nazlı bir yar gibi sayıkladıkları şehrin önlerindeydiler. Edirne, Türkülerin söylendiği, gelinlik kızların ağıtlar yaktığı ve anaların yüreklerini dağladığı bir şehir...
Sayfa 349Kitabı okudu
Beyne kazılanlar hemen öyle kolayca silinebilir miydi?
Reklam
Kuşçubaşı Eşref
Eşref Bey atından inmeden bütün bölükleri denetledi. Bir Arap kısrağının üstünde gönüllü olan birliklere gururla baktı, hüzünlenmeden edemedi. Bunca Birlik, bunca Yiğit belki de yeri geldiğinde, devlet tarafından tanınmayacak. Belki de gözden çıkarılacak. Bunları tanımıyoruz diyecekler. Desinler, ne derlerse desinler. Bir avuç gözü pek Yiğit memleketin çöküşüne engel olmak için canını pazara çıkarmış. Neticede kim ne derse desin. Artık kendimizi göstermek zamanıdır. Bulgarları Murat bey tepelerinden atma zamanıdır. Kurtuluş zamanıdır. Koca şehir düşmanın eline düşecek bir gün diye korkudan titreyen ahaliye güven verme zamanıdır.
Sayfa 290Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.