Bay Muffin, tüylerine ak düşmüş, yorgun bir kobaydır artık. Mavi, kartondan evinde hayatını gözden geçirir. Pek çoklarından daha iyi bir hayatı olmuştur; mutlu yuvası, çok sevdiği eşi, çocukları... Bay Muffin çok geçmeden hayata sessiz sedasız veda eder. Ama sevenleri onu unutmayacaktır.
İsveç’in prestijli August Ödülü’ne değer görülen Elveda Bay Muffin, çok sevilen bir evcil hayvanı kaybetmek üzerine bilgelik dolu, dokunaklı bir hikâye.
Uzun zamandır okumak istediğim çocuk kitaplarından biriydi ve çok sevdim. Kobay bir farenin ölüme yaklaştığı sürece ve bu süreçte ailenin çocuğa yaptığı açıklamalarla ilerleyen güzel bir hikaye. Çocuklara ölüm kavramını açıklarken kullanılabilecek yardımcı kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Tavsiye ederim
Bu, uzun zamandır raflarda duran fakat nedense hiç elime alıp karıştırmadığım bir kitaptı. Nihayet tanıştık. İyi ki de tanışmışız!
Sizi de tanıştırayım: Kapaktaki gri, küçük guinea pig Bay Muffin oluyor. O artık dolu dolu bir hayat yaşamış, sağlıkla yedi yaşına kadar gelmiş bir ihtiyar.
Bir salı günü posta kutusunda bir mektup bulur:
“Bay Muffin, Babam çok yaşlanan kobayların ansızın ölebileceklerini söylediği için o kadar üzgünüm ki…”
Bay Muffin, okuma bilir miydi bilinmez ama mektubu kemirip kar taneleri gibi savurur.
Sık sık eski günlerini hatırlayıp iç çeker Bay Muffin. Karısı Viktorya’yı hatırlar örneğin, altı tüylü çocuğunu, hep beraber yaşadıkları çiftliğin sınırına kadar yaptıkları o uzun seyahati, bir salatalığı tek başına taşıdığı güçlü kuvvetli günlerini…
...
Bukitap, ölmenin kötü bir şey olmadığını, “sonsuz bir dinlenme” olduğunu anlatıyor. Yaşlı ve ağrılardan yorgun birinin ölümünü açıklamak için nispeten uygun bir çözüm olan bu “dinlenme”; kazayla ölümleri, ani ölümleri ya da çocuk/bebek ölümlerini açıklamada yetersiz kalabilir.
Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi
diyen Yunus Emre bile genç ölenlere üzülmeden edememiş. Gel de 2 yaşındaki kardeşi ölen, 20 yaşındaki dayısı şehit olan, babası eve gelirken geçirdiği trafik kazasında can veren çocuğa anlat “o artık dinleniyor” diye. Ben o çocuk olsaydım, “Yorulmamıştı ki?” derdim.
Çocuğa ölümü anlatmak hayli zor. Yakın çevresinde bir ölüme şahit olmamışsa da her çocuğun ölüme dair soruları, merakları oluyor. Kimi daha derin, kimi daha belirsiz… Ölüm hakkındaki sorularını kısmen de olsa cevaplayabilmiş çocuklar, bir yakınlarını kaybettiğinde matem duygusuyla daha kolay başa çıkabilmekte imiş. Bu, ölüm bilincinin erken oluşması ile ilgili.
Bukitap gibiler işte bu yüzden önemli. Ölüm bilinci de hayat bilinci gibi lazım.
Bay Muffin, tüylerine ak düşmüş, yorgun bir kobaydır artık. Mavi, kartondan evinde hayatını gözden geçirir. Pek çoklarından daha iyi bir hayatı olmuştur; mutlu yuvası, çok sevdiği eşi, çocukları... Bay Muffin çok geçmeden hayata sessiz sedasız veda eder. Ama sevenleri onu unutmayacaktır.
İsveç’in prestijli August Ödülü’ne değer görülen Elveda Bay Muffin, çok sevilen bir evcil hayvanı kaybetmek üzerine bilgelik dolu, dokunaklı bir hikâye.