Bir karakter romanı Emma; kibrin, ahlakın, iyiliğin, asaletin ve çöpçatanlığın birleştiği bir insanın hikayesi ama yalnızca bu değil aynı zamanda bir aşk romanı, erdem ve ahlak ilkelerini sorguladığımız, ikiyüzlülüklere tanık olduğumuz bir kitap.
Her şey bir yana dili, üslubu ve akıcılığı açısından da harika bir roman. Kitabın çevirmeni Nihal Yeğinobalı'yı bu açıdan takdir etmek gerek, sanki İngiliz değil de yerli bir yazarımızın romanını okuyor intibasına kapılıyorsunuz. Akıcı ve yanlış anlaşılmalara mahal vermeyecek ifadeleriyle kitaba lezzet katmış, deyimleri çok iyi tercüme etmiş.
Diğer dikkat edilecek bir nokta ise Jane Austen'ın gözlem, betimleme gücü ve tabii kişilik tahlilleri. Çokboyutlu insan değerlendirmesi ve kitabın içine dahil olabilmeniz. Kitap boyunca "Ben hangisiyim? Emma mı, Jane mi, Harriet mı?" diye içinden geçiriyor insan.
Kitabın konusu ve tekdüzeliği bazı okurları sıkmış. Buna katılmıyorum. Öncelikle Emma bir klasik ve Victoria dönemini yansıtan bir kitap. Beklenmedik olaylar, şaşırtıcı sonlar okuyucunun istediği şeyler ama roman tanımı bence bu degil. Stendhal'ın dedigi gibi "Roman yol boyunca gezdirilen bir aynadır." Gerçegin yansımasıdır. Günlük hayatta karşılaştığımız olaylardır. Bu açıdan çok başarılı bir klasik olduğu düşüncesindeyim.
Mutlaka okunmalı...