En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi

Wolfram Eberhard

En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi Posts

You can find En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi books, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi quotes and quotes, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi authors, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
Akan suyun üzerine yazmak boşunadır Fakat sizi sevmeyene aşkınızı ilan etmek,çok daha boşunadır.
Sayfa 105Kitabı okudu
Japon manevi ve maddi kültürünün çoğu, yabancı, daha ziyade Çin menşeindendir. Samimi Japon’lar bunu inkar etmezler; “Biz dünyanın en yeni icatlarını, en iyi buluşlarını niçin reddedelim” derler. Kabul edilen bu yabancı unsurlar, az bir zaman içinde tam manasıyla milli bir meta olmakta, şekilleri değişmekte,tekniği, kullanış tarzları bile başkalaşmakta idi.Şu muhakkaktır ki, Japon’lar, ham fikir veya ham madde olarak aldıkları bir şeyi, estetik ve teknik bakımdan geliştirmek,inceltmek, daha mükemmel bir hale getirmek kabiliyetinde idiler.
Reklam
Çin’in bütün yeni modaları,yeni buluşları, az bir zaman sonra,Japonya’ya da geliyordu. Güney Sung devrinde, çay, ilk defa olarak, un,karanfil ve tuz karıştırılmadan içiliyordu ve çay ziyafetleri, içkili ziyafetlerin yerini tutmaya başlamıştı. 1191’de Eisay isimli bir rahip tarafından çay kültürü Japonya’ya da getirilmiş ve az zaman sonra orada da çay ziyafetleri tertip edilmeye başlanmıştır. Zamanla, çay içmek, adeta bir nevi dini merasim halini almıştır. Birbirleriyle dost olan insanlar en iyi malzemeden ve fakat çok basit bir şekilde inşa edilmiş evlerde bazen güzel bir tabloya bakarak, fakat ekseriya felsefe ve estetik üzerine konuşarak hususi bir itina ile yapılmış kap ve fincanlarla çaylarını içerlerdi.
Samuray Kanunları;
Kanunların esası,efendiye sadakatti.Bu sadakat mutlaktır.Efendi kendi hizmetinde bulunan askerlere veya yardımcılara karşı bağlı değildi.Hakikatte ise,büyük toprak sahipleri, askerlerini mükafatlarda ve bilhassa toprak vermek suretiyle, memnun etmeye çalışmışlardır. Muharip asilzade, yani samuray cemiyetinin bu ahlak sistemine “At ve yayın usulü” derlerdi; son zamanlarda “Buşido” yani “askerlerin usulü” tabiri daha fazla kullanılmaktadır.Buşido’yu, Avrupa şövalyelerinin ahlak sistemi ile mukayese edebiliriz.Bu ahlak kaidelerinin tesiri altında, büyük kahramanlıklar,güzel hareketler yapılmış ve Japon romancıları bunları anlatmaktan kendilerini alamamışlardır.Meşhur “Harakiri” adeti de bu devirde başlamıştır.Bu askerler şerefsiz bir hayata, intiharı tercih ediyorlar, haksızlığa uğradıkları zaman da haklı olduklarını göstermek için bu suretle intihar (Harakiri) ediyorlardı.Bu zihniyet bugün bile mevcuttur.
Yoritomo ve zamanının bütün asilzade aileleri için, iktisadi kuvvet gösterişten daha önemli idi. Mesela, imparator olmak,unvan sahibi olmak değildi, toprak ve toprağa bağlı köylüler kazanmaktı;çünkü kimin elinde fazla toprak varsa,onun kudretli daha fazlaydı. Başarı kazanmak isteyen gençler, saraya değil, en büyük toprak sahibine müracaat ediyorlardı. Onların yardımıyla, rakiplerine karşı koyabiliyor ve fiilen hüküm sürebiliyorlardı.
Çin resminin Japonya üzerinde husule getirdiği tesir, o zamandan beri günden güne azalmış ve bilhassa dini olmayan ressamlıkta tamamen orijinal eserler yaratılmıştır; bu üsluba “Yamato-E” yani Japon sanatı denir. Yamato-E’nin eserleri, Makimono(uzun tomar) denilen ve tomar şeklinde yapılan tasviri resimlerdir. Çin’de de mevcut olan bu uzun tomarlarda, Buddhist mevzulardan (mesela Şotoku Tayşi’nin hayatı) başka, bilhassa saray veya şatolardaki cemiyet hayatı gösterilir.
Reklam
Çin kaynaklarına göre, eski Japon hukukunda cezalar çok ağırdı. Nispeten hafif cürümlerinde failin karısı ve çocukları devlet kölesi yapılıyor, daha ağır cürümlerde ise, bütün aile idam ediliyordu.
Yemek kapları örülmüş bambu dallarındandır. Çatal,kaşık kullanmazlardı.Yemeği parmaklarıyla yerlerdi.Bu gibi bambu kaplar,Güney Asya’da vardır ve eski Çin dini ayinlerinde de aynı tip kullanılmıştır.Şarap çok içilirdi.Bu şarap, şimdi “sake” denilen ve pirinç veya başka hububattan yapılan bir şaraptı.Üzüm Japonya’da yoktu.
İpekten başka kumaşlar da vardır ve kumaşlar ensizdir.Bir elbise yapmak için,iki kumaş parçası birleştirilmekte, ortadaki dikişin arasında bir delik bırakılmaktadır.Elbiseler modern bir kazak gibi giyilirdi. Düğme sonradan icat edilmiştir.Bu elbise, Yüeh kültüründe de vardır ve sonraki Japon “kimono”sunun ilk şeklidir.Yine Yüehliler gibi Yamotolular da yüzlerini boyuyor ve vücutlarına “tatuaj” yapıyorlardı.Dövme desenleri, insanın sosyal seviyesine göre değişmektedir.Bu dövme desenleri, sonradan ailelerin armaları olmuştur.
Eski Japon dini,Güney Asya dinlerin ve bilhassa Liukiu adalarının dinine çok yakındı. Dinde Ama-terasu,aynı zamanda imparator ailesinin ilk annesi idi.Ama-terasu kültü,imparator ailesine mensup bir kadın tarafından temsil edilirdi.Bu başrahibenin ünvânı Yamato-hime, yani Pi-mi(hou)dur.En yüksek ilahlarla daimi münasebetlerde bulunan bu Yamato-Gine’nin siyasi tesiri tabii olarak büyüktü.Bundan dolayı, Çin elçileri için bu kadın, devletin asıl hükümdarı addedilirdi.Çin elçilerini bir perde arkasında kabul eden bu kadın, 247’de öldüğü zaman, Çinliler tarafından İ-yü denilen başka bir prenses, Yamato-hime olmuştur. Yani, Yamato’da bir nevi çift krallık vardı: imparatorun dünyevi işleri görmesine mukabil, imparator ailesinden bir prenses, başrahibe olarak,dini, fakat bunun arkasında bazen de dünyevi işleri idare ederdi.
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.