En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi Posts
You can find En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi books, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi quotes and quotes, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi authors, En Eski Devirlerden Zamanımıza Kadar Uzak Doğu Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
1191’de Eisay isimli bir rahip tarafından çay kültürü Japonya’ya da getirilmiş ve az zaman sonra orada da çay ziyafetleri tertip edilmeye başlanmıştır.
Bugün Japonyalı belki dünyanın en ince ve en iyi piskoloğudur. Biriyle konuşurken sözlerimizin karşımızdaki üzerinde yapacağı tesiri biz de nazarı itibare alırız. Fakat bir Japonla konuşurken biliriz ki herhangi bir sözümüz üzerine gösterdiği tavırlar onun hakiki hisleri değil muayyen hesaplara göre gösterilmesi icap eden hisleridir. Bundan dolayıdır ki bizim Japonları anlamamız zordur.
Hususi kölelerin çoğu mabetlerin malı olarak mabetlerde veya mabetlerin tarlalarında çalışıyorlardı ev köleleri ise uşaklık, aşçılık, mürebbiyelik ve bunun gibi işlerde çalışıyorlardı.
Japonya'nın iki büyük derdi vardı. Biri madenlerin azlığıdır. Bu eksiklik eski zamanlarda o kadar hissedilmemiş ise de son zamanlarda büyük önem kazanmıştır. Diğeri hemen hemen her sene vukubulan yer sarsıntılardır. Bu volkanik dağların faaliyetlerinden ileri gelir. Bu yüzden bütün evler ahşaptır.
Japonya'yı çeviren denizler ve bilhassa Japon Denizi derken Japonya ile Sibirya arasındaki deniz bu memleket için fevkalede mühimdir. Bu denizlerde bulunan balıklar Japon halkının en önemli gıdasını teşkil etmektedir. Japon adalarında ilk önce sığır, at ve koyun gibi hayvanlar yoktu. Daha sonra adaya gelenler bu hayvanları getirmişlerdir. Memleketin karakteri ve iklimi hayvan beslemeye elverişli değildir ovalar ve meralar yoktur dağlar ise ormanlarla örtülüdür.
Japonya’nın kalbi orta adadır “Hondo” yani “asıl memleket” denen bu büyük ada Hapon halkının asıl vatanıdır. Japon tarihi oradan cereyan etmiştir. Hondo’nun kuzey kısmıda nispeten soğuktur fakat Güney kısmının bizim Marmara bölgemize benzeyen bir iklimi vardır.
Japonya üç büyük adadan mürekkep bir ada devletidir. Hokkaido (Yaya yeso) adası kuzey adasıdır. Hokkaido iklim bakımından Avrupa’ya yakındır yazları sıcak kışları çok karlıdır. Burada buğday, arpa, yulaf ve patates yetiştirilebilir.
Kitabın daha çok Japon tarihini ele alan kısmıyla ilgilendiğim için diğer Uzak Doğu memleketleri hakkındaki özet bilgileri askıya aldım. Doğrusu Japon tarihi kısmı gayet verimli geçti ve bu bölüm kitabın üçte ikisini oluşturmaktaydı.
Kitap pek tabii tarih öncesi devirleri ve kültür dairelerini ele alarak başlıyor ve böylece anlatılan coğrafyanın durumunu size öğretiyor. Yaşam koşullarını bilmek bizlere bir ön bilgi sağlıyor.
Japon tarihini merakınız varsa, dediğim gibi Japonya'nın konumu, avantajlari ve dezavantajları hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. Şahsen ben Sengoku Jidai denilen döneme daha meraklıyım lakin burada bu çağ çok sığ anlatılmış.
Ekstra olarak, Hindiçin, Siyam, Burma, Endenozya, Filipin, Avusturalya tarihleri hakkında da başlıklar var. Fakat nedense ben Japonlardan sonra onlara odaklanamadım. Koskoca Japon tarihini baştan sona okuyorsunuz (gayet hoştu) ve sonra tekrardan başka bir Uzak Doğu diyarının en temel tarihinden okumaya devam ediyorsunuz. Bu benim odaklanmamı bozdu doğrusu.
Ancak Uzak Doğu konusunda başucu kitabı olmaya layık bir çalışma. Bir kerede okumak belki size de zor gelebilir ama dönem dönem sayfaları keyifle karıştırırsınız.
1299'da Siyamlılar, Moğol İmparator'undan bir saray elbisesiyle, bir kır at istemişlerse de, Moğollar "bu kadar küçük bir memlekete, bir at verirsek, belki diğer komşu devletler bizimle alay ederler..." diye, ancak bir saray elbisesi vermişlerdir.