Hiçbir şey kalmıyor oysa zamanla geriye, hiçbir şey kalmıyor durup dururken dönen anılardan, kendi kendini kandırmaların sızısından ve hiçbir şeye yaramayan umutlanmalardan başka.
Bana hazırlanılmadık bir zamanda gelen bir sevgili değilsin bu durumda, kendime göre bir yer edinmeye çalıştığım bu hikayenin, yeri biraz da meçhul bir kahramanısın.
Bir cehennem geliyor sonra aklıma, sihirli sözcüklerden, ölümcül yolculuklardan, pişmanlık tanrıçalarından, kendi gömü törenini görme korkusundan sıyrılmaya çalışıyorum bir kez daha.
‘Her şey yepyeni bir serüven umuduyla yepyeni bir oyunmuşçasına başlamıştı bu yüzden; bir umut, bir olası aşk hikâyesi ya da yalnızca bir tutku yanılsaması olarak. Bir kez daha bambaşka bir kişiliği göze alarak uzak bir sevgiliye seslenmeyi düşlemişti o metinde.