En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca

En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları Quotes

You can find En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları quotes, En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
güzeldi bu :)
“Bu kuş neden bu kadar para ediyor?” “Bu papağandır” demişler, “konuşur.” Hoca doğru evine gitmiş. Hindisini koltuğunun altına alıp pazara getirmiş. “Kaça hindi ?” diye sormuşlar. “On beş altın” demiş Hoca. “Bir hindi on beş altın eder mi?” “Görmüyor musunuz!” demiş Hoca; “yumruk kadar pa­pağanı on iki altına satıyorlar.” “Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki ne yapar?” diye sormuşlar. “Bu da düşünür.”
HERKES MEMNUN Hoca oğlunu ve eşeğini alıp komşu köye gitmek için yola çıkar. Yolda bunları gören köyün delisi gülerek: “Hocam, eşeğin boşta ama siz yürüyorsunuz.” deyince Hoca hemen oğlunu eşeğe bindirmiş, giderken yolda karşılaştıkları bir ihtiyar: “Ayıp kardeşim, ihtiyar babasını yürütüyor kendi eşeğe binmiş.” diye Hoca nın oğlunu yadırgar. Bunun üzerine Hoca eşeğe kendi biner. Biraz sonra bir grup kadın karşılarına çıkar: “İnsaf et hocam el kadar çocuğu yürütüyorsun kendin eşeğe biniyorsun.” derler. Hoca tutar oğlunun elinden ve arkasına oturur ve beraber yola devam ederken katırcı ile karşılaşırlar katırcı: “Yazık hocam zavallı bir eşeğe bu sıcakta iki kişi binilir mi hiç?” Sonunda Hoca dayanamaz, hayatta bir kişinin herkesi memnun etmesi mümkün değildir der ve oğluyla birlikte eşeği sırtlanıp giderler.
Reklam
BAK NASIL AKILLANDIN Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer. Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek bir şeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine Hoca: “Ben balığın sadece başını yiyeceğim” der. Hancı bunun nedenini sorar. Hoca da: “Balık başı zekâyı artırır. Balık başı yiyen insan akıllı olur” der. Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca ya: “Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum.” Hocada itiraz etmez. Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur. Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca ya seslenir: “Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun. Ben sadece kafayı yedim aç kaldım” Hoca da bunun üzerine gülümser: “Bak nasıl akıllandın!”
HATİM Nasreddin Hoca yla karısı konuşuyorlardı. Karısı: “Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun.” “Ne olmuş yani?” “İmam efendi, karısının yüzüne bakarak Yasin okuyormuş.” Hoca güldü: “Ben de o kadına baksam, hatim bile indiririm!”
DOKSAN DOKUZ, YÜZ... Bir devirde Nasreddin Hoca büyük bir para sıkıntısına düşmüş. Ne yapsın? Başlamış gece gündüz evinde yüksek sesle dua etmeye: “Yarabbim, bana yüz altın ver! Doksan dokuz olursa asla kabul etmem...” Onun durmadan böyle dua ettiğini duyan zengin bir komşusu merak etmiş. Yanına doksan dokuz altın alarak görünmeden Hoca’ nın damına çıkmış. Tam Hoca aynı duayı sayıklarken başlamış bacasından teker teker altınları atmaya. Hoca, bacasından altın yağmaya başladığını görünce, Allah ın nihayet duasını kabul ettiğine inanarak koşmuş. Başlamış altınları toplamağa... Bir taraftan da sayarmış. Altınların sayısı doksan dokuz olunca: “Buna da şükür Allah’ ım! Varsın doksan dokuz olsun!” diyerek altınları cebine indirmiş.” Bacanın tepesinde bu işin sonunu bekleyen zengin komşu hemen telâşlanmış. Yukarıdan seslenmiş: “Hoca! Hoca! Hani altınlar doksan dokuz olursa kabul etmeyecektin! Oldu mu ya!” Hoca pişkin bir tavırla şöyle cevap verir: “Doksan dokuz altını veren Allah, elbette birini de verir.”
Hoca camide vaaz vermektedir. Büyük bir kararlılıkla topluluğa haykırır: “Kadınlarınızı, kızlarınızı açık elbiselerle sokağa çıkar­mayın. Süslenip püslenmelerine izin vermeyin. Sakın ola, büyük günah.” Toplulukta bir uğultu olmuş, biri çıkıp bağırmış: “Hocam, senin kız bu dediklerinin hepsini yapıyor.” Hoca sakalını sıvazlamış, gülümseyerek: “Ama yakışıyor haspaya.”
Reklam
289 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.