En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca

En Eski En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları Sözleri ve Alıntıları

En Eski En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları sözleri ve alıntılarını, en eski En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
AMA YAKIŞIYOR Hoca camide vaaz vermektedir. Büyük bir kararlılıkla topluluğa haykırır: “Kadınlarınızı, kızlarınızı açık elbiselerle sokağa çıkarmayın. Süslenip püslenmelerine izin vermeyin. Sakın ola, büyük günah.” Toplulukta bir uğultu olmuş, biri çıkıp bağırmış: “Hocam, senin kız bu dediklerinin hepsini yapıyor.” Hoca sakalını sıvazlamış, gülümseyerek: “Ama yakışıyor haspaya.”
Bir gün Hoca nın bulunduğu bir sohbette sormuşlar: “Hocam, adam olmanın yolu nedir?” Hoca düşünceli düşünceli, başını bir o yana bir bu yana sallayarak “Söyleyen olursa dinlemeli, dinleyen olursa söylemeli” demiş.
Liya KitapKitabı okudu
Reklam
Hoca ikindi ezanını okumaya başlamış. O sırada bazı komşuları evlerinin önlerinde birbirleriyle konuşuyorlar, sanki ezan sesini duymuyor gibi davranıyorlarmış. Aslında o komşular camiye de pek sık gelmiyorlarmış. Hoca sesini biraz daha yükseltmiş, ama bakmış ki fark eden bir şey yok. O tarafa doğru koşmaya ve koşarken de ezanı okumaya devam etmiş. O komşulardan birkaç kişi Hoca ya bir şey olduğunu düşünerek yanına koşuşup sormuşlar: “Ne oldu Hoca Efendi, niçin koşarak ezan okuyorsun?” “Sesimin nerelere kadar gittiğini merak ettim de; arkasından koşuyorum” demiş.
Nasreddin Hoca tarlasında çalışırken oradan geçmekte olan birisi sormuş: “Bey amca! Köye kaç saatte gidebilirim?” Hoca, bu soruya “Hele biraz yol al bakalım” demiş. Adam aynı soruyu üç kere tekrarlamış; ama farklı bir cevap alamayınca yoluna devam etmiş. Biraz yürüdükten sonra arkadan Hoca nın: “Evlat, gel!” dediğini duymuş. Adam gelince de Hoca: “Sen tam üç saatte oraya varırsın,” demiş. Adam sinirli bir şekilde; “Be amca! Madem biliyordun, şunu baştan söylesene,” deyince, Nasreddin Hoca: “Ben senin nasıl yürüdüğünü nereden bilebilirim ki.” demiş.
Liya KitapKitabı okudu
Arkadaşlarından biri Hoca ya sorar: “Hoca, dünya kaç metre?” Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: “Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..”
Çok akıllıca :)
Nasreddin Hoca Akşehir’de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış: “Hocam,” demiş, “ben bu adamdan davacıyım. Dükkânın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.” Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp: “Doğru mu bunlar?” diye sormuş. “Evet,” demiş fakir adam. “Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.” Zavallı fakir, kadı efendiye karşı gelememiş. İçinde üç beş akçe bulunan para kesesini Hoca ya uzatmış. Bu sefer aşçıyı çağırmış yanına. Keseyi kulağına yaklaştırarak şıngırdatmaya başlamış. Sonra da: “Haydi” demiş “aldın işte alacağını.” Aşçı: “Nasıl olur?” diye şaşkınlığını belli etmiş. “Paramı vermediniz henüz.” Hoca cevap vermiş: “Fazla uzatma, yemeğin buğusunu satan paranın da sesini alır elbet!”
Reklam
289 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.